9. Sınıf Coğrafya Kitabı Tüm Cevapları

Posted on
  • 28 Aralık 2012 Cuma
  • by
  • çalışma kitabı cevapları
  • in
  • Etiketler:

  •  9. Sınıf Coğrafya Kitabı Tüm Cevapları

    DOĞAL UNSURLAR:
    ETKİNLİK 1:Kitaptaki doğal ortamlar ve resimlerde yer alan doğal unsurların görülüp karşılaştırılması:
    1.Resim Eskimolar: Eskimolar soğuk ortamlarda yaşar, coğrafi konumdan kaynaklanan iklim şartları bu insanları sürekli böyle soğuk ortama uygun yaşama ve hareket etme alışkanlığı kazandırmıştır. Sürekli kalın kürklerle gezerler. İglo denilen buzdan evlerde yaşarlar. Toprak çoğunlukla donmuş halde olduğundan tarım yapılamaz. Geçim kaynakları çok kısıtlıdır. Genellikle avcılık ve balıkçılıkla geçinirler. Bizim yaşam tarzımıza ve alışkanlıklarımıza tamamen ters bir yaşantıdır.

    2.Resim Yarı kurak bölge(step): İklim yarı kurak, yağışın yetersiz olmasından dolayı yeterince gür ve taze ot bulunmayan bir alana ait resimdir. Büyükbaş hayvanlar daha gür otlaklar ve daha fazla su istedikleri için burada daha kolay beslenen, çıplak arazilerde bile yiyecek bir şeyler bulabilen küçükbaş hayvancılığın yaygın olarak yapıldığı bir yerdir. Ülkemizde de doğal olarak en yaygın hayvancılık şeklidir. Çevremizde de kısmen de olsa yapılmaktadır.

    3.Resim Köprü: Köprü doğal bir unsur değildir. Ancak doğal bir unsur olan denizlerin, akarsuların aşılmasında hayati önem taşıyan bir unsurdur. Ulaşım sektörünün en önemli unsurlarından biridir. Aynı zamanda ticaretin gelişebilmesi için de gereklidir. Ayrıca köprünün yüksekliği ve kemerleri dikkate alındığında altında akan ırmağın düzensiz rejimli olduğu da belirtilebilir. Çünkü akan su ile köprü gözleri arasında büyük fark vardır.

    4.Resim Çöl: Resimdeki alan bir çöldür. Burada sıcaklık farkının ve mekanik çözünmenin çok fazla olduğu, yağışın çok yetersiz olduğu, bazen yıllarca yağışın düşmediği çöl iklimi görülür. Tarıma elverişli topraklar olmadığı gibi, yağış yetersizliği nedeniyle bitki örtüsü de yok denecek kadar azdır. Bu kurak şartlara uyum sağlamış birkaç çeşit bitkiden oluşan çöl bitki örtüsü görülür. Çöllerde uçsuz bucaksız kum denizleri olduğu için ulaşımda susuzluğa çok dayanıklı olan develer kullanılır.

    5.Resim Pirinç Tarlası: Muhtemelen Güneydoğu Asya’dan bir görüntü. Pirinç toplayan insanlar. Bu bölgede yağış boldur nem oranı da yüksektir. Bu da böyle bir ortamı seven pirinç bitkisi için uygun bir ortamdır. Genelde dünyada temel besin kaynağı buğdaydır. Ancak Güneydoğu Asya’da yaz yağışı olduğundan ve buğday yaz yağışı istemediğinden bu bölge insanın temel besin kaynağı pirinçtir. Aynı zamanda çok kalabalık bir bölge olduğu için üretilen pirincin tamamı bu bölgede tüketilir. Bu nedenle pirincin burada ticari değeri yoktur.
    6.Resim Konut ve malzemesi: Çatı malzemesi ot olarak kullanılmış, yapı malzemesi ahşap olan bir ev. Bu görüntü yağışın ve ormanın bol olduğu bir yere ait. Orman bol olmasa taş ya da ker***ten olurdu. İlkel bir ev resmi, modern bir yer olsa betonarme evler olurdu.
    ETKİNLİK 2:
    Belirtilen doğal unsurların insan hayatına etkilerinin neler olduğu sorularak aşağıdaki cevaplar bulunmaya çalışılacak:
    SICAKLIK: İnsanların normal yaşantısını sürdürebilmesi için normal bir sıcaklık gerekir. Aşırı sıcak ve soğuk insan hayatını olumsuz etkiler. Giyim farklılıklarına neden olur. İnsan sağlığını etkiler. Tarım, hayvancılık, turizm, ulaşım, ticaret gibi ekonomik faaliyetleri olumsuz etkiler.

    YAĞMUR: Sıcaklığı ve sıcaklığın etkilediği her şeyi etkiler. Tarım için en önemli unsurlardan biridir. Gerek tarım ürünleri gerekse diğer bitkilerin yetişmesini kolaylaştırır. Turizmi olumsuz etkiler (Karadeniz’deki deniz turizminin gelişmemiş olması)

    KAR: Sıcaklığı ve sıcaklığın etkilediği her şeyi etkiler. Giyim tarzımızı ve sağlığımızı etkiler. Tarım için önemlidir. Tarım ürünleri soğuğa karşı koruduğu gibi toprak nemimin artmasına ve yeraltı suyunun zenginleşmesine katkı sağlar. Deniz turizmine olumsuz etki yaparken kış turizmine (kayak) imkân sağlar.

    DENİZ DALGALARI: Deniz kirliliğine ya da denizlerin temizlenmesine etki eder. Aşırı dalgalar deniz turizmini ve deniz yolu taşımacığını olumsuz etkiler. Tsunami bir doğal afettir. Kıyılarda çeşitli aşınma ve biriktirme şekilleri oluşumunu sağlar. Balıkçılığı da etkiler. Bazı yerlerde deniz dalgalarından enerji üretiminde yararlanılır.
    RÜZGÂR: Sıcaklığı ve sıcaklığın etkilediği her şeyi etkiler. Giyimimizi, yağış durumunu etkiler. Deniz turizmi için olumsuzluktur. Çok şiddetli rüzgârlar (Fırtına) doğal afetlere neden olabilir. Bazı yerlerde rüzgâr santralleri ile enerji üretilir. Ayrıca geçmiş asırlarda ve günümüzde de taşımacılıkta rüzgâr gücünden faydalanılmaktadır.

    TOPRAK: Bir yaşam alanıdır. Milyonlarca canlıya barınma imkânı sağladığı gibi tarımın üzerinde yapıldığı alan olması sayesinde her türlü besinin de ana kaynağıdır. Ayrıca toprağın verim gücü topraktan faydalanmayı etkilemektedir. Verimli alanlarda nüfus daha yoğun verim azaldıkça nüfus ve yerleşme sayısı azalmaktadır.

    KAYAÇLAR: Yer kabuğunun ana malzemesidir. Ayrışarak toprak malzemesi olur. Tüm canlı hayatın beslenmesi ve barınması için gerekli ana malzemedir. Hayatımızın her anında olan bir unsurdur. Özellikle yapı malzemesi olarak kullanılır. Ayrıca süs eşyası yapımında, enerji kaynağı olarak da kullanılır. Birçok sanayi dalının ham maddesidir. Bünyelerindeki birçok element veya mineraller değerli maden leri oluşturmaktadır.

    BİTKİLER: Doğal güzelliktir. Doğanın ve insanların süsüdür. Birçok ilacın hammaddesi ve besin kaynaklarımızdandır. Şifa kaynağıdır. İklim ve toprak özelliklerine göre yetişen bitki örtüsü, insanların faaliyetlerini değişik şekilde etkiler. Ormanların yakının¬da bulunan insanlar, ormanların çeşitli doğal güzellikleri yanında ke¬restesinden de yararlanır. Orman ürünlerine dayalı çeşitli sanayi faaliyetlerinde bulunurlar. Buna karşılık bozkırlarda yaşayan in¬sanlar, ancak buraları mera olarak değerlendirebilir.

    HAYVANLAR: Doğal dengenin önemli unsurlarından biridir. Besin ve şifa kaynağıdır. Evcil hayvanlar sayesinde insanlar için büyük bir nimettir. Bazen de insanlar için ölümdür (Vahşi hayvanlar) Avcılık açısından da önemlidir.

    NEM: Yağışı ve sıcaklığı etkiler. Bunların etkilediklerine de dolaylı da olsa etki eder. Nemin ve yağışın bol olduğu alanlar bitki örtülerinin gür ve sık olduğu, ılıman iklim şartlarının yaşandığı alanlardır.Nemin az olduğu alanlar kuraklık şartlarının arttığı ve ekonomik faaliyetlerin çeşidinin az olduğu alanlardır.




    DAĞ: Yüksektir, soğuktur, genelde güzel manzaralıdır. Genelde karlıdır. Bu da kış turizmine imkân sağlar. Bitkisel ve hayvansal zenginliğin fazla olduğu alanlardır. Dağlar yüksek ve engebeli yapısıyla tarıma elverişli arazilerin az olduğu, gerek eğimli ve sarp yer şekilleri gerekse aşırı kar yağışları ile ulaşımın zor olduğu, geçim kaynaklarının az olması nedeni ile de nüfus ve yerleşmelerin seyrek olduğu alanlardır.

    AKARSU: Su hayattır. Tarım, sulama, balıkçılık, turizm (rafting, piknik),yüzmek, serinlemek, enerji üretimi ve daha pek çok alanda insanlığa imkan sağlar.

    MAĞARA: Doğal güzelliktir. Turistik önemi vardır. Geçmişteki ilk yerleşim alanlarından olduğu için günümüz ile geçmiş arasındaki köprünün kurulmasında, soru işaretlerinin aydınlatılmasında arkeolojik açıdan da büyük önem taşır.

    OVA: Düz alanlardır. Tarıma elverişli olması nedeniyle bir geçim alanıdır. Nüfusun, yerleşmelerin, sanayi, ticaret ve ulaşımın geliştiği ve yoğunlaştığı alanlardır.
    MUHTEŞEM DÖRTLÜ:

    HARİTA:
    ETKİNLİK 1: Ders kitabındaki sayfa 15 teki izohips haritası yükselti basamakları esas alarak renklendirme yöntemi ile boyanacak.

    ETKİNLİK 2ers kitabı sayfa 15 teki gölgelendirme yöntemi örneği;
    1-Çizgiler haritada farklı yerlerde farklı şekilde kullanılmış. Kalınlıkları, sıklıkları, uzunlukları farklı olarak kullanılmış.
    2- Farklı özellikteki çizgiler farklı yer şekillerini göstermektedir.
    3- Kalın, kısa ve sık olarak geçtikleri yerler dik yamaçları, seyrek, uzun ve ince olduğu yerler eğimin az olduğu yerleri göstermektedir.
    4-Okulumuzun da bulunduğu ilçe kesimleri kalın, kısa ve sık olarak çizilmesi gerekirken, Orhangazi’nin alçak kesimlerinde seyrek, uzun ve ince çizgiler kullanılırdı. Göl yakınları yani ova kısmı çizgi kullanılmadan yani boş olarak bırakılırdı.
    Farklı yöntemlerle yapılan harita örnekleri gösterilerek aralarındaki farklılıklar ve kullanımdaki birbirine olan üstün ve eksik kalan yönleri karşılaştırılacak.
    Etkinlik Çalışması: Sayfa -16:

    1-Sağ üstte bulunan siyasi haritadan faydalanarak gösteririz.
    2-Sağ taraftaki orta sırada yer alan haritadan akarsu havzalarını gösteren haritadan faydalanırız.
    3-Sağ taraf en üstteki haritadan öğrenilebilir.
    4-Sağ tarafta alt sırada yer alan yol haritasından faydalanılır.
    5-Bitki örtüleri sol tarafta orta sırada yer alan bitki dağılış haritasından gösterilir.
    6- Sol taraf alt sıradaki yerleşmeye açılacak alanlar, sağ tarafta en üstteki harita yeni yerleşmeler veya ilçeler oluştukça ve yerleşme sınırları değiştikçe, bitki örtüleri ve yetişen tarım ürünlerinin gösterildiği harita yeni tarım ürünleri ekildikçe ve bitki örtüsü kompozisyonu değiştirildikçe yenilenebilir.
    7- sol tarafta en üst sıradaki heyelan risk haritası ve sol tarafa en alttaki haritadan faydalanarak yapılabilir.
    PROJEKSİYON YÖNTEMLERİ-HARİTACILAR:
    Sayfa- 19- Öğrencilerden internet araştırmasında elde ettikleri bilgiler hakkında kısa sunuşlar yaptırılacak. (Haritacılık tarihinde önemli hizmetleri olan Türk bilim Adamları)

    ESKİ TÜRKLERDE VE OSMANLILARDA HARİTACILIK
    1076 yılında Kaşgarlı Mahmud (El Kaşgari) "Divanü-Lügat-it-Türk" (Türkçe sözlük) isimli bir yapıtında bir dünya haritası çizmiştir. Bu harita Orta Asya’nın büyük bir kısmını Çin ve Kuzey Afrika’yı içermektedir. Batıda ise Volga nehrini fazla geçmemektedir. Dünya'nın tepsi gibi düz ve yuvarlak olduğu kabul edilen bu dünya haritası, çeşitli ülkelerin birbirlerine göre konumu belirtilmiş bir kroki görünümündedir. O zamanki başkent Balasagun ise haritanın merkezindedir) Haritanın yazılara göre üst tarafı Güneşin doğduğu yön olan doğu seçilmişti.
    1456 da Trablusgarplı İBRAHİM MÜRSEL (Mürsiyeli İbrahim) bir Türk denizcisi olarak Akdeniz haritası çizdi. 1460 yılında ise Güney Avrupa haritası yapmıştır.

    EL İSTAHRİ (Ebu İshak İbrahim bin Muhammed el Farisi el İstahri) (15. yüzyıl), "Kitab-ül masalik val mamalik" (Masallar ve Ülkeler) isimli yapıtında dünyanın çeşitli yerlerine ait 20 harita vardır.

    Türk Amirali Piri Reis (1470–1554) Osmanlı donanmasının hâkim olduğu denizlere ait "Kitabı Bahriye" adında 1483 de yazdığı kitapta çeşitli liman, koy, körfez, kıyı, kale vb yerlere ait haritalarla bu denizlerdeki gemiciliğe ait akıntılar, sığ yerler, tehlikeli kayalık yerlere ait bilgileri de vermiştir. 1513 yılında Piri Reis Gelibolu'da ceylan derisi üzerine bir dünya haritası çizmiştir. 21 parçadan meydana gelen bu haritanın 65x90 cm lik bir paftası Topkapı müzesindedir. Colombus’un 1489 tarihli bir haritasından da yararlandığını söyleyen Piri Reis'in bu tarihte Amerika'nın içerlerini ve güney kutbundaki dağları da gösteren bu haritayı nasıl yaptığı bilim adamlarınca merak konusu olmuştur. Bu haritayı 1517 yılında Mısır'da Yavuz Sultan Selim'e takdim etmiştir.

    Matrakçı Nasuh (**ümü 1533) haritacı anlayışı minyatüre uygulayan ilk ressamdır. Sopa veya demirci çekici ile yapılan ve bir çeşit harp oyunu olan matrak (Mitrak) oyunu mucididir. Menazil (Hedefler) isimli yapıtında 16. yüzyılda yapılmış Anadolu atlası vardır. "Beyan-menazil-i sefer-i Irakeyn" ismindeki kitabında Kanuni'nin 1534 de Irak seferine katılarak İstanbul-Tebriz-Bağdat-Tebriz-Diyarbakır-Halep-İstanbul geçişi üzerinde fethedilen yerleri, kaleleri isim ve güzel haritalarla anlatır.

    Kanuni Sultan Süleyman saltanatı sıralarında devlet hizmetine giren Sinop' lu bir aileye mensup sonradan Amiral olan Seydi Ali Reis (? —1563) deniz astronomisini ve deniz coğrafyasını çok iyi bilen bir bilgindi. Piri Reis'in donanmasını Basra'dan Süveyş'e getirme görevi verildi. Ancak bazı nedenlerden dolayı dört yıllık (1553–57) uzun ve maceralı bir yolculuktan sonra Edirne'ye dönebilmiştir. "Miratül Memalik" (Ülkelerin aynası) adlı yapıtı yazmıştır.
    10 bölümlük bu kitapta yön bulma, azimut ve yıldızların yüksekliklerinin hesabı, zaman hesabı, takvim, güneş ve Ay'a bağlı tanımlanan yıllar, denizcilikte önemli bazı yıldızların doğmaları, batmaları ve adları, ünlü limanlarla adaların enlemleri, astronomiye ait bilgiler ve bazı limanların arasındaki uzaklıklar, Hint Okyanusundaki adalar, kıyılar, rüzgârlar, ünlü limanlar ve topografik coğrafya konularını içermektedir. Bir başka yapıtı "Mirat-ül Kâinat (Kâinatın aynası)67) kitabı da Farsça ve Arapça birçok kitaplardan derlenmiş olup bir çok astronomi aletinin tanımı ve kullanılışı, güneşin yüksekliği, yıldızların konumu, kıble, öğle zamanı saptanması, nehir genişliği saptanması, rubu tahtası ve usturlap’ın yapım ve kullanılışı konularını içermektedir. ). Seydi Ali Reis yerin yuvarlak olduğunu, dağların yüksekliğinin yerin yuvarlaklığını bozmayacağını söylemiş ve yer yarıçapının 1545 fersah olduğunu yazmış, ağır cisimlerin yerin merkezine doğru düştüklerini eklemiştir.
    Osmanlı korsan reislerinden olan ve daha sonra Osmanlı donanması hassa reisleri arasına katılan Ali Macar reis tarafından 1567 de dokuz ceylan derisi üzerine çizilen 31x43 cm boyutlu yedi haritadan oluşan ve Topkapı müzesinde bulunan bir atlasta bulunan haritalar sıra ile:
    1-Azak denizi, Karadeniz ve Marmara sahil kent ve limanlar. 2-Akdeniz, Eğe denizi, Mora yarım adası, Adriyatik sahilleri, Anadolu'nun bazı sahil kentleri, 3-Akdeniz, İtalya, Adriyatik sahilleri, Kuzey Afrika, 4-Batı Akdeniz, İberik yarımadası, Gaskonya körfezi, Kuzey Afrika, 5-İngiltere, İskoçya, Almanya sahilleri, 6-İstanbul Boğazı, Girit adası bir kısmı, Ege denizi, Adriyatik sahilleri, 7-Dünya haritasını çizmiştir. (Avusturalya yok)
    Büyük Türk gezgincilerinden Mehmet Âşık (1555-?) 21 yaşında geziye çıkarak 25 yıl içinde birçok ülke gezmiş ve gezi notları 1595 de "Menazır-ül Avalim" (Dünyanın görünümü) adıyla basılmıştır. 1590 da Menemenli Mehmet Reis’in çizdiği bir Akdeniz haritası Venedik'te Correr müzesindedir.
    Benzer şekilde 16. yüzyılda Tunus' lu Hacı Ahmet’in Dünya haritası Venedik'te San Marco kütüphanesindedir.

    Kâtip Çelebi (1609–1657) Girit seferi dolayısı ile (1645–46) haritaların nasıl yapıldığını öğrendi. En önemli yapıtı "Cihannüma" (Dünyayı gösteren) coğrafya alanında doğu görüşten batı görüşe geçişte bir dönüm noktasıdır. Beş haritalı, 75 sayfa olan ve 1648 de yazılmağa başlanan bu kitapta Dünyanın yuvarlaklığı üstüne kanıtlar verildikten sonra Japonya'dan Erzurum ve Irak'a kadar ülkelerin coğrafyasını, kısa tarihini, bitki ve hayvanlar âlemini anlatmaktadır.

    1785 de Mustafa Resmi ipekli kumaş üzerine renkli yapılmış 0.70x1.20 m boyutlu Karadeniz ve Akdeniz haritasını çizdi (haritalarını, Mustafa: Amel-ressam hıfzı Enderun Hazret-i Sadrı Ali olarak imzalamıştır).

    1803 de mükemmel ilk Türkçe atlas, Darüt-tabaati'l-Amire adını taşıyan basımevi müdürü Müderris Abdurrahman Efendi tarafından İstanbul'da basıldı. Bu atlas birçok kaynaklardan ve Avrupa'da yapılan atlaslardan yararlanılarak yapılmıştır. Atlasın başında 79 sayfalık astronomi ve coğrafya bilgilerini içeren bir bölüm bulunmakta, bunu renkli haritalar izlemektedir.
    Sayfa- 20 – Etkinlik – Ortadaki haritayı seçer. Çünkü bu haritada ölçek vardır. Yön oku ve renklerin ne anlama geldiğini gösteren açıklama bölümü bulunur. Diğer haritalarda bu üç unsur bir arada yer almamıştır.
    Sayfa -20- etkinlik 2- Uygulaması yapılarak boşluklar doldurulacak. (1/2, 1/4, 1/ 8, 1/ 16.)
    YEREL SAAT-SAAT DİLİMLERİ:
    1-Etkinlik Çalışması:
    1- B noktası O º boylamı yani başlangıç meridyeni üstü, D noktası 75 º Doğu boylamındadır. Aralarındaki zaman farkı ne kadardır?
    Çözüm: 75 º x 4’ = 300’ = 5 saattir.
    2-B noktasında ( O º) yerel saat 12: 40 iken A(30 º Batı) ve C ( 45 º Doğu) noktalarında yerel saat kaçtır?
    A- 30 º - 0 º = 30 º meridyen farkı, 30 º x 4’ = 120’ = 2 saat zaman farkı, Batıda yerel saat geridir. 12.40 -2.00 = 10. 40 yerel saat A noktasında 10.40

    B- 45 º- 0 º = 45 º boylam farkı, 45 º x 4’ = 180 ‘ = 3 sat zaman farkı, doğuda yerel saat ileri olduğundan, 12. 40+ 3.00= 15.40 Yerel saat C noktasında 15.40 tır.

    3- C Noktasında( 45 º doğu boylamında) yerel saat 17.40 iken, D noktası ( 75 º doğu) ve E ( 75 º doğu) noktalarında yerel sat kaçtır.
    A- 75 º - 45 º = 30 º boylam farkı, 30 º x 4’ = 120’ = 2 saat zaman farkı, doğuda yerel saat sürekli ileridir. 17.40 + 2.00 = 19.40 tır.
    B- D ve e noktaları aynı boylam üzerindedir. Aynı boylam üzerindeki tüm noktaların yerel saatleri aynıdır.( 19.40)
    İZOHİPSLER:
    Etkinlik: Ders kitabında verilen yer şekilleri ile ait oldukları izohipslerin eşleştirilmesi çalışması yapılacak.
    1- a, 2- d, 3- b, 4-c, eşleşmeleri yapılacak.
    Etkinlik Çalışması: A- B noktaları arasına teleferik hattı inşa edilmiştir. Bu noktalar arası yükseklik farkı 600 m dir. Yatay uzaklık ise 3,5 km. dir. Teleferik hattının eğimi ne kadardır? (% o olarak) Hesaplayınız.
    Eğim % 0 = 600 m x 1000 / 3500
    Eğim % 0 =240
    DÜNYANIN ŞEKLİ VE HAREKETLERİ:
    Etkinlik Çalışması: Ekvatordan kutuplara doğru gidildikçe yaşanan değişiklikleri belirleme.

    İfadeler Artar Azalır Değişir Değişmez
    Güneş ışınlarının geliş açısı X
    Sıcaklık X
    Buharlaşma miktarı X
    Denizlerde tuzluluk oranı X
    Tarım ve ormanın üst sınırı X
    Yer çekimi X
    Kuzey yarımkürede kuzeye doğru kutup yıldızının görünüm açısı X
    Bitki türleri X
    Kalıcı kar sınırı X
    Meridyenler arasındaki mesafe X
    Paraleller arası mesafe X
    Gece gündüz arasındaki zaman farkı X
    Etkinlik Çalışması: Aşağıdaki tabloda verilen özelliklerin dünyanın hangi tür hareketi ile ilgili olduğunu bulma çalışması:

    Olaylar Günlük hareket Yıllık hareket
    Güneş ışınlarının yere düşme açısı yıl boyu değişir X
    Bir cismin gölge boyu öğlen vakti yazın kısa, kışın uzun olması X
    Gece gündüz sürelerinin değişimi, güneş doğuş ve batış saatlerinin sürekli değişmesi X
    Güneşin doğduğu ve battığı yerler değişir. X
    Mevsimler oluşur X
    Gece gündüz oluşur X
    Günlük sıcaklık farkları, meltem rüzgârları oluşur X

    MEVSİMLERİN VE İKLİM KUŞAKLARININ OLUŞUMU:
    Etkinlik Çalışması: Kuzey yarım kürede yaşayanlar olarak aşağıdaki tabloda verilenlerin hangi tarihler denk geldiğini işaretleme.
    Olaylar 21 Haziran 23 Eylül 21 Aralık 21 Mart
    Kuzey Yarım Küre’de yaz başlangıcıdır. X
    Güney Yarım Küre’de kış başlangıcıdır. X
    Kuzey Yarım Küre’de en uzun gündüz X
    Güney Yarım Küre’de en kısa gündüz yaşanır. X
    Gölge boyu Kuzey Yarım Küre’de en kısa X
    Kuzey Yarım Küre’de ilkbahar başlangıcıdır. x
    Güneş ışınları kutuplara teğet geçer X X
    Bütün dünyada gece ve gündüz eşitliği yaşanır X X
    Güney Yarım Küre’de yaz başlangıcıdır. X
    Kuzey Yarım Küre’de sonbahar başlangıcıdır. X
    Gölge boyu Güney Yarım Kürede en kısa durumdadır. X
    Cisimlerin öğle vakti gölgesi ekvatorda oluşmaz X X
    Güney Yarım Kürede gündüzler uzamaya başladığı tarihtir. X
    Kahramanmaraş’ta gündüz uzunluğu Samsun’dan fazladır. X
    Kentler Matematik iklim kuşağı Sıcaklık kuşağı
    New York ( ABD) 41º K Orta Kuşak Ilıman Kuşak
    Kap ( G. Afrika Cum.) 33 º G Orta Kuşak Ilıman Kuşak
    Sydney ( Avustralya) 33 º G Orta Kuşak Ilıman Kuşak
    Sao Paulo ( Brezilya) 23 º G Tropikal Kuşak Sıcak kuşak
    Gröndland(Danimarka) 60- 85º K Kutup Kuşağı Soğuk Kuşak
    Addis Ababa ( Etiyopya) 9º K Tropikal Kuşak Sıcak Kuşak
    ATMOSFER:
    Etkinlik Çalışması: Atmosferde sıcaklık değişim grafiğine göre.
    1- Atmosferde sıcaklık değişimi nasıldır? Atmosferin farklı katları arasında farklı değişim göstermektedir. Troposferde yukarı doğru azalırken, Stratosferde yukarı doğru artmaktadır. Mezosferde azalırken, iyonosferde yukarı doğru sıcaklık azalmaktadır.
    2- Troposferde sıcaklık değişimi nasıldır? Troposferde sıcaklık yukarı doğru azalır.
    3- Canlı yaşamı için en uygun sıcaklık şartlar hangi katmandadır. Troposfer 0 °C üzerinde olan tek katmandır.
    4- Atmosfer olayları 0 °C nin üstünde su buharı bulunmadığı için diğer katmanlarda su bu harı yoktur. Bu yüzden su buharının bulunduğu tek katman Troposferde gerçekleşir.
    İKLİM VE HAVA DURUMU:
    Etkinlik Çalışması: Ders kitabındaki hava olayları adlı metin okunarak,
    1-Hangi hava olaylarından bahsedilmiştir.
    Sis, çiy, bulut, meltem, nem, rüzgâr, şimşek, gök gürültüsü, yağmur.

    2-Yaşadığınız yerde mevsimlere göre hava olayları nasıl bir değişim göstermektedir?
    Kış mevsiminde genelde bulutlu, nemli, yağmurlu havalar, sık esen rüzgârlar, bazen ılık esen lodos yaşanmakta, yine kış aylarında uzun sürmese de kar yağışı ve don olayları yaşanmakta, ilkbaharda yağışlar azalırken, güneşli ve sıcak günler yaşanmaya başlanmakta, bol güneşli, yağmursuz, yağışsız, geçen yaz günleri yaşanır. Hava sıcaklıklarının düşmesi, artan bulutlar, rüzgârlar ve başlayan yağışlarla gelen sonbahar kışın gelmekte olduğunu haber vermektedir.

    3- Metne göre hava olayı kavramını tanımlayınız.
    Hava Olayları: Atmosferde görülen kısa süreli değişimler veya olaylardır. Yağmur yağması, Rüzgâr esmesi bu türlü olaylardır ve hepimizin bildiği gibi bu tür olaylar çok uzun sürmez ve kısa sürelerde sürekli değişir.
    Etkinlik Çalışması:
    1- Hangi metindeki hava olayları uzun süreleri kapsanmaktadır?
    II. Metindeki hava olayları daha uzun sürelidir.
    2-Metinlerden hangisi hava durumu, hangisi iklim özelliklerini belirmiştir?
    I. Metin hava durumu, II. Metin iklim özelliklerini belirtmiştir.
    3- Günlük kıyafet seçimlerimizi hangi metne göre belirlerdiniz?
    I. metne göre belirlerdik.
    4- Metinden ve ön bilgilerinizden yararlanarak iklimin yaşamımızı nasıl etkilediğini söyleyebilirsiniz?
    Yaşadığımız yerdeki doğal bitki örtüsü, akarsuların özellikleri, insanların yaşam tarzları, geçim kaynakları, beslenme durumu, yaptıkları kış hazırlıkları, konut tipleri, ekonomik etkinliklerinin türü, iklimin kontrolü altındadır.
    5- Metinden ve ön bilgilerinizden yararlanarak hava durumunun yaşamımızı nasıl etkilediğini söyleyebilirsiniz?
    Hava durumu günlük yaşamda giyeceğimiz kıyafet, yola çıkarken yanımıza almamız gereken eşya ( Şemsiye, zincir, çekme halatı,) gün içinde meydana gelecek aşırı sıcaklar halsiz kalma, sıcaklık çarpması gibi sağlık sorunları veya anormal soğukların yol açtığı don olayları gibi Zaralar verebilmekte ancak bu özellikler kısa süreli olduğu için uzun bir zaman boyunca insanların yaşamlarını aynı şekilde etkilememektedir.
    6-Gelecek yaz yapacağınız tatili hangi metinden yararlanarak planlarsınız?
    II. metine göre,
    7- İkinci metinde verilen bilgilerden yararlanarak iklim ile ilgili genellemelerin ne kadar geriye gittiğini söyleyebilir misiniz?
    İklimle ilgili genellemeler 50- 100 yıl gibi geriye gittiği söylenebilir.
    8- Birinci metinde verilen bilgileri ne kadar süre kullanabilirsiniz?
    En fazla birkaç gün veya hafta süreyle kullanılabilir.
    9-Sizde bir tanıtım broşürü verilseydi yaşadığınız yerin iklim özeliklerini nasıl tanıtırdınız?
    Yazları sıcak ve kurak geçer. Yıllık ortalama sıcaklık 18°C - 20°C arasında değişir. Kışlar ılık ve yağışlıdır. Yıllık ortalama yağış miktarı 600–1000 mm arasında değişir ve yağış rejimi düzensizdir. Kar yağışı ve don olayı pek görülmez.
    SICAKLIK:
    Etkinlik Çalışması: Güneşten gelen enerjinin % 27 lik kısmı ile ısınır.
    Etkinlik çalışması(s. 55)
    1- Haritadaki sıcaklıklar hangi faktörle göre değişmektedir?
    Enlem, Kara ve deniz dağılışı.
    2-Enlem, karasallık, yükselti, deniz akıntıları ve diğer faktörlerle ilgili örnekler veriniz.
    Akdeniz kıyılarının Karadeniz kıyılarından daha sıcak olması( Enlem)
    Uludağ’ın yüksek kısımlarının Bursa merkezden daha soğuk olması ( Yükselti)
    Ülkemizde denizden uzak iç kısımlarda yıllık sıcaklıkların kıyılardan az olması. (Kara ve Deniz Dağılışı)
    Toros dağlarında güneye bakan yamaçların kuzey yamaçlardan daha sıcak olması.( bakı)
    Avrupa’nın batı kıyılarının aynı enlemde Kanada kıyılarından daha sıcak olması ( Okyanus akıntıları)
    3 -Kendi yaşadığımız yer için etkili olan sıcaklık faktörleri neler olabilir.
    Denize yakınlık- uzaklık, Yükselti, Dünyanın yıllık hareketi, Enlem vb.
    EtkinliK çalışması:
    1- Dünyanın eksen eğikliği nedeniyle yarım kürelerin farklı zamanlarda farklı ısınmalarından dolayı mevsim farkı yaşanır.
    2-Birincisi Türkiye olan Kuzey yarımküre iken İkincisi yani kışı yaşayan güney yarım kürede, özelliklede orta veya yüksek enlemlerde bir ülkede olabilir. ( Afrika’ nın Güneyi, Güney Amerika veya Avusturalya olabilir.)
    Etkinlik Çalışması:
    Şehirler Yükselti
    (m) Sıcaklık
    (ºC) Yağış Miktarı
    (mm)
    En yüksek En düşük
    Tumaco 50 29 24 373
    Pasto 2400 17 10 74
    1- Bu iki kent hemen hemen aynı enlemde olmasına rağmen bu iki kentin sıcaklık değerlerinin farklı olmasının nedenleri nelerdir?
    Pasto kentinin diğer kentten 2350 m yükseklik farkı vardır. Ayrıca iki kentten Tumaco deniz kıyısında ve etkisindedir.
    2- Yükseklik arttıkça sıcaklığın kaç derece ve nasıl değişir?
    Sıcaklık, her 100 m’ de yaklaşık 0,5°C azalır. Tumaco’ nun indirgenmiş sıcaklıkları
    2300 m’ de X°C azalır. ( En yüksek sıcaklık için)
    X=2300 m x 0,5 / 100 = 11, 5 °C’dir. İndirgenmiş Sıcaklık = Gerçek Sıcaklık + Sıcaklık Farkı
    İndirgenmiş Sıcaklık = 17 + 11,5 = 28,5 °C
    2300 m’ de X°C azalır. ( En düşük sıcaklık için)
    X=2300 m x 0,5 / 100 = 11, 5 °C’dir. İndirgenmiş Sıcaklık = Gerçek Sıcaklık + Sıcaklık Farkı
    İndirgenmiş Sıcaklık = 10 + 11,5 = 21,5 °C
    Etkinlik Çalışması:
    1- Sıcaklığın değişiminde hangi faktörler etkili olmuştur?
    Kara ile denizin farklı ısınma özelliği etkili olmuştur.
    2- Gece ve gündüz farklı ısınmada karaların etkisi nedir?
    Karalar gündüz tez ısınır ve daha sıcak olur. Gece ise kara almış oluğu ısıyı daha tez verdiği için çabuk soğur.
    3- Gece ve gündüz farklı ısınmada deniz ve okyanusların etkisi nedir?
    Denizler daha geç ısınır. Aldığı ısıyı da daha geç vermesinden dolayı daha geç soğur.
    4- Sıcaklığın gece gündüz arasında değişimi rüzgârı nasıl etkiler?
    Gece soğuk olan karada ağırlaşan hava çökerek yüksek basınç oluşturur. Daha geç soğuyan deniz üzerinde hava sıcak ve basınç düşüktür. Gündüz ise kara sıcak basınç düşük, deniz geç ısındığı için soğuk ve basınç yüksektir. Buna bağlı olarak oluşan rüzgâr gündüz denizden karaya, gece ise karadan denize doğru eser.
    Etkinlik Çalışması: Deniz kıyısı ile iç kesimde sıcaklık değerleri aynı olduğu halde neden deniz kenarında hava bunaltıcı etkidedir? Bunun temel nedeni deniz kıyısında hava nemli olması nedeniyle nem ısıyı tutucu ve emici olmasından dolayı daha sıcak ve bunaltıcı etki gösterir.
    Etkinlik Çalışması: Dünya yılık ortalama sıcaklık dağılışını inceleyerek aşağıdaki soruları cevaplayınız.
    1-Haritanın lejantını inceleyerek renklerin ne anlama geldiğini açıklayınız.
    Haritadaki renkler sıcaklığın dağılışı göstermek için, sıcaklık değerleri aynı olan yerler aynı renkte( İzotermlerin arası) boyanarak dağılış gösterilmiştir.

    2-Sıcaklık hangi yönlere doğru artıp azalmaktadır? Bunun nedenleri nelerdir?
    Sıcaklık genel olarak kuzey güney yönünde yani ekvatordan kutuplara doğru artıp azalmaktadır. Bunun temel nedeni enlem faktörüdür.

    3-En yüksek değerlere ve en düşük değerler nerelerde rastlanır? Nedenleri nelerdir?
    En düşük sıcaklıklar kutup bölgelerindeki karalar üzerindedir. Nedeni enlem etkisi ve nem oranının az olmasıdır.
    En yüksek sıcaklıklar: Dünyanın en sıcak yerleri alçak enlemlerde ekvatora yakın alanlardır. Ancak en yüksek değerler dönenceler civarıdır. Nem oranı az olduğu için.

    4-Hangi yarım kürede sıcaklık daha fazladır? Bunun nedenleri nelerdir?
    Sıcaklık farkı K.Y.K de daha fazladır. Karalar fazla olduğu için.
    Etkinlik Çalışması: Aşağıdaki sorulara dünya temmuz ve Ocak ayı sıcaklık dağılışı haritalarına göre cevaplayınız.
    1-Yerkürede en sıcak yerler nerelerdir? Nedenlerini nelerdir?
    Kuzey Yarım Küre’de Ocak Ayında Yüksek sıcaklıklar Ekvator ile Yengeç Dönencesi arasında, denizler üzerinde görülür.
    Güney Yarım Küre’de Ocak Ayı: En yüksek sıcaklıklar Güney Afrika’da Kalahari Çölü’nde, Güney Amerika’da Patagonya Çölü’nde ve Kuzey Avustralya’da görülür.
    Kuzey Yarım Küre’de Temmuz Ayı en sıcak yerler, 15. ve 40. paraleller arasındaki karalar üzerindedir.
    Güney Yarım Küre’de Temmuz Ayı sıcaklıkları az olup en yüksek sıcaklıklar ekvatora yakın yerlerindedir.

    2- İzotermlerin uzanışı hangi yarım kürede nasıl bir uzanış göstermektedir.

    Güney Yarım Küre’de izotermlerin gidişi daha düzenlidir. Çünkü bu yarım kürede karalar daha az yer kaplar ve denizler çok yer tutar deniz etkisi ile sıcaklık daha düzenli dağılış gösterir.
    Kuzey Yarım Küre’de Ocak Ayında İzoterm eğrileri karalar üzerinde güneye, denizler üzerinde kuzeye doğru sapma gösterir. Bu durum, karaların denizlerden daha soğuk olduğunun kanıtıdır. Temmuz Ayı Sıcaklık Dağılışı Kuzey Yarım Küre’de izotermlerin gidişi enlemlere uyum sağlamaz. Çünkü bu yarım kürede karalar geniş yer kaplar.

    3-Bu farklılıkların(izotermlerin uzanışı) nedenleri nelerdir?
    Gerek sıcaklık dağılışında gereksese de izotermlerin uzanışlarında farklılığın temel nedeni iki yarım kürede kara ve deniz dağılışının farklı olmasıdır. Ayrıca izotermlerin paralellere göre sapma göstermesinde başka bir neden de Okyanus akıntıları, izotermlerin enlemlerden sapmasana neden olur.
    Etkinlik Çalışması: Halifax, Brest, Ulanbator şehirlerine ait sıcaklık grafiklerini yorumlama.
    1-Atlastan kentleri bululunuz.
    Halifax( Kanada- doğu kıyısı), Brest(Fransa batı kıyısı) ,Ulanbator ( Moğolistan)
    2-Sıcaklık değerlerini karşılaştırıp nedenlerini bulunuz.
    Brest şehri sıcaklık değerleri yüksek olan bir şehir. Ayrıca kışları da ılık geçmektedir. Buranın bu şekilde olmasında deniz kıyısında olması ayrıca Golf –Stream sıcak su akıntısının etkisi nedeniyledir.
    Halifax ise Brest göre aynı enlemlerde olmasına rağmen ve deniz kıyısında olmasına rağmen Brest şehrine göre daha az sıcaktır. Kışları da ayrıca çok daha soğuktur. Bunun nedeni ise Labrador soğuk su akıntısıdır.
    Ulanbator bu şehirlerle yaklaşık aynı enlemlerdedir. Fakat burada yıllık sıcaklık farkları çok fazladır. Yani yazın daha sıcak, kışın ise çok daha soğuktur. Bu da buranın havadaki nem miktarının düşük olmasını gösterir. Bu kent denizden uzaktır. Kara içindedir. Ayrıca yükseltisi oldukça fazladır.( Yaklaşık 2000 m.)

    Etkinlik Çalışması: Aylara göre en düşük ve en yüksek sıcaklık değerleri verilen üç merkeze ( Boston- ABD, Kopenhag- Danimarka, Chirstchuch- Yeni Zelanda) ait değerlerin ortalama alınıp bu merkezlere ait sıcaklık grafiklerinin çizimi öğrencelere ders dışı etkinlik olarak verilerek ürün dosyalarına koymaları istenerek konu tamamlanır.
    BASINÇ:
    Etkinlik Çalışması: Sayfa- 64- 1-D, 2- A, 3- DCBA

    Etkinlik Çalışması–1.Sayfa 65:
    Basınç Tiplerinin Özellikleri:
    Alçak Basınç (Siklon): Havanın yoğunluğu azdır. Hava yükseltici bir hareket gösterir. Yeryüzündeki hava hareketi çevreden merkeze doğrudur.
    Yüksek Basınç (Antisiklon): Havanın yoğunluğu fazladır. Hava alçalıcı bir hareket gösterir. Yeryüzündeki hava hareketi merkezden çevreye doğrudur
    Not: Hava kütleleri dünyanın dönüşünden dolayı kuzey yarımkürede sağa, güney yarım kürede sola doğru sapar.

    1-KYK-YB 2-GYK-YB 3- KYK- AB 4-GYK-
    Etkinlik Çalışması 2:Sayfa 65 – 1.Sıcaklık, 2.Dünyanın günlük hareketi, 3.Yükselti, 4.Yerçekimi.
    ETKİNLİK ÇALIŞMASI: Sayfa 66 -Kuzeyden güneye doğru sırasıyla;
    Termik YB, Dinamik AB, Dinamik YB, Termik AB, Dinamik YB, Dinamik AB, Termik YB
    Etkinlik çalışması: Sayfa 67
    1.Harita
    1.AB alçak basınç, YB yüksek basınç anlamına gelir.
    2.KYK’ de yaz, GYK’ de kış mevsimi yaşanmaktadır. Çünkü yazın karalarda AB, denizlerde YB alanları oluşur.
    3.En yüksek değerler denizler üzerinde, en düşük değerler karalar üzerindedir.
    2.Harita
    1.KYK de kış, GYK de yaz mevsimi yaşanmaktadır. Karalar ve denizlerin farklı ısınma özelliğine bağlı olarak ortaya çıkan basınç merkezleri bu sonucu vermektedir.
    2.En yüksek değerler karalar, en düşük değerler denizler üzerindedir. Nedeni; Karalar ve denizlerin farklı ısınma özelliğidir
    3.GYK de denizlerin daha fazla olması bu sonucu doğurur.
    RÜZGARLAR:
    Etkinlik çalışması- 1: Sayfa 69
    1.Dünyanın günlük hareketi, 2.Basınç merkezleri arasındaki uzaklık, 3.Basınç farkı, 4.Yer şekillerinin engebeli olması
    Etkinlik çalışması: Sayfa 69
    1.Dünyanın günlük hareketi, 2.Yerşekillerlnin uzanışı, 3.Basınç merkezlerinin konumu (Daima YB→AB)
    Etkinlik çalışmamsı: Sayfa 70
    Rüzgâr frekans gülü boyandığında tabloda da görüldüğü gibi hâkim rüzgâr yönünün Doğu olduğu görülür.
    Etkinlik Çalışması: Sayfa 71:
    1.Alizeler, 2.Batı Rüzgârları, 3.Batı Rüzgârları, 4.Batı rüzgârları, 5.Alizeler, 6.Kutup Rüzgârları 7.Ters alizeler.
    Etkinlik Çalışması: Sayfa 72
    Deniz Meltemi: Gündüzleri karalar denizlere göre daha fazla ısınmaktadır. Bu nedenle karalar AB alanı olurken, denizler YB alanı olmaktadır. Bu nedenle rüzgâr denizlerden karalara doğru eser.
    Kara meltemi: Gece, karalar denizlere göre daha çabuk ve çok soğur. Bu nedenle, karalar üzerinde termik yüksek basınç alanı, denizler üzerinde ise termik alçak basınç alanı oluşur. Bu durumda hava akımları karalardan denizlere doğru olur.
    ETKİNLİK: Sayfa 74
    1.Sirocco, 2.Hamsin, 3.Mistral, 4.Bora, 5.Krivetz

    NEMLİLİK VE YAĞIŞ:
    Etkinlik çalıması: Sayfa 75
    Sınıfın 30 öğrenci alması :Maksimum nem
    Sınıfın kapasitesinin genişletilmesi :Sıcaklığın artması
    Sınıfta var olan 24 öğrenci :Mutlak nem
    Sınıfın %80lik doluluk oranı :Bağıl nem
    30 kişilik sınıfa 33 kişi gelmesi :Yağış
    Sınıftaki %20 lik boş sıra :Nem açığı

    Etkinlik Çalışması: Sayfa 76
    Sıcaklık( ºC) Maksimum nem( gr/ m³) Mutlak nem( gr/ m³) Bağıl nem % Yoğunlaşma mik. (gr)
    30 30,40 10 32,89 --
    20 17,32 10 57,73 --
    10 9,42, 10 100+ 0,58
    0 4,85 10 100+ 5,15
    -10 2,35 10 100+ 7,65
    -20 1,06 10 100+ 8,94
    1-Sıcaklıkla ile maksimum nem arasında nasıl bir ilşiki vardır?
    Sıcaklık arttıkça maksimum nem de artar. Doğru orantı vardır.
    2-Sıcaklık arttıkça bağıl nem neden artmamıştır?
    Sıcaklıkla bağıl nem ters orantılıdır. Sıcaklık arttıkça havanın taşıyabileceği nem miktarı (Maksimum nem) da artacağından bağıl nem azalır.
    3-Sıcaklık arttıkça mutlak nem artmadığı halde neden bağıl nem azalmıştır?
    Mutlak nem artmamansa rağmen sıcaklığın artması maksimum nemi de arttırdığı için bağıl nem azalmıştır.
    4-Sıcaklıkla yoğunlaşma miktarı arasında nasıl bir ilişki vardır?
    Ters orantı vardır. Sıcaklık arttıkça yoğunlaşma azalır.
    Etkinlik çalışması: Sayfa 80 ( Dünya yağış dağılışı haritası)
    1.En yağışlı bölgeler nerelerdir?
    En yağışlı bölgeler, ekvatoral kuşak, orta kuşak karalarının batı kıyıları ve Musonlar bölgesidir
    2.Bu bölgelerde yağışın çok olmasının nedenleri nelerdir?
    Bu bölgeler ekvatoral kuşakta yer alır. Buralarda sürekli sıcak ve nemlidir. Nem oranı yüksektir. Sürekli ısınmadan dolayı buralarda yıl boyunca yükselici hava hareketi görülür ve yükselim yağışları yaygın olarak görülür. Muson iklim bölgesinde denizden gelen nemli rüzgârlar ve dağların etkisi, Kıtaların batım kıyılarında ise denizden gelen batı rüzgârlarının getirdiği bol nemli havaların etkisi vardır.
    3. Dünyada en az yağış alan bölgeler nelerdir?
    En az yağışlı bölgeler, orta kuşak karalarının dağlarla çevrili iç kısımları ile dönence altı bölgeleri ve kutuplar çevresidir.
    4.Bu bölgelerde yağışın az olma sebepleri nelerdir?
    Yağış dağılışı ile enlem arasında belli ölçülerde bir paralellikten bahsedilebilir.Genel olarak ekvator bölgesi bol yağışlı kutuplar bölgesi az yağışlıdır.Ancak yağışa etki eden Yer şekilleri, yükseklik,bitki örtüsü,dağların uzanış yönü,denize uzaklık gibi etkenler bu paralelliğin kesin ve net olmasını engellemektedir.
    DÜNYANIN İKLİM ZENGİNLİĞİ:
    Etkinlik Çalışması: sayfa- 86- Ekvatoral iklim ( kırmızı), Tundra iklimi( koyu mor)
    Etkinlik Çalışması: sayfa- 86- 1. Sıra: Tropikal iklim, Muson ormanları, Çöl iklimi
    2. Sıra: Maki, İğne yapraklı orman, Step iklimi, Bitki örtüsü yok.
    3. Sıra: Kutup iklimi, Tundra
    Etkinlik Çalışması: sayfa- 87: 1-Ilıman kuşak karasal iklim, 2- Akdeniz iklimi, 3- Çöl İklimi, 4- Muson iklimi, 5-Ekvatoral iklim, 6- Tropikal iklim.

    Etkinlik Çalışması: sayfa- 88:

    DEPREMLER:
    Etkinlik Çalışması:
    Not: Deprem büyüklüğü ile şiddeti aynı anlamda değildir. Büyüklük boşalan enerji miktarıdır. Richter ölçeği ile ölçülür. Şiddeti ise meydana getirdiği hasar ve yıkımla ilgilidir. Şiddeti Marcali- Siberg ölçeği ile belirlenir.
    Richter ölçeği Marcali- Siberg Deprem
    3,5 - 4,2 1 – 3 Hafif
    4,3 – 4,8 4 – 5 Orta
    4,9 – 6, 1 6 – 7 Şiddetli
    6,2 – 7,3 8 – 10 Yıkıcı
    7,4 + 11 – 12 Afet

    DEPREMİN ŞİDDETİ NELERE BAĞLIDIR:
    1. Deprem büyüklüğü ve süresin,
    2. Odak derinliği ( ters orantı),
    3. Zemin yapısı,
    4. Deprem merkezine uzaklık,
    5. Depreme karşı hazırlık durumu ve bilinci, 6.Yapıların ve inşaatların durumu etkilidir.
    7. Depremin bağlı olarak değişir.
    Şiddet – Büyüklük Karşılaştırılması:
    Şiddet IV V VI VII VIII IX X XI
    Richter Magnitüdü 4 4.5 5.1 5.6 6.2 6.6 7.3 7.8
    DIŞ KUVETLER:
    Etkinlik Çalışması: Daimi kar sınırının yükseltisi Ekvatordan kutuplara doğru azalır. Ekvatorda 5500 m olan sınır, Sınır kutuplarda deniz seviyesine “o m.” yakındır. Bu sınır Enlem ve iklim özelliklerine bağlı olarak değişir.
    Ekvatordan kutuplara doğru sıcaklığın azalması sonucu daimi kar sınırı aşağı doğru inmektedir.


    Etkinlik Çalışması:1- Toprak kütlesi eğimin fazla olması sonucu yer değiştirmiştir. Ayrıca burada heyelana uygun sahada açılan yolun, arazi yapısının da dirençsiz olmasının da etkisi olduğu söylenebilir.
    2-İkinci arazi düz bir arazidir. Heyelanın eğimli arazilerde yer çekimi etkisi ile oluştuğu bilindiğine göre bu arazide heyelan olma ihtimali yok denecek kadar azdır. Ancak gerideki yüksek saha da olabilir.
    BEŞERİ DOKULAR:

    Etkinlik Çalışması(S- 136)
    Nüfus ve yerleşme, ulaşım, ticaret, enerji üretimi, sanayi, Madencilik, Tarım, hayvancılık, haberleşme,

    Etkinlik Çalışması(S- 137)
    1.Resim- yerleşme Coğrafyası, 2.Resim- Tarım Coğrafyası, 3. Resim- Turizm Coğrafyası
    4. Resim- Sanayi Coğrafyası, 5.Resim- Ticaret coğrafyası, 6. Resim-Tarım coğrafyası
    7. Resim - Enerji Coğrafyası, 8-Resim-Ulaşım coğrafyası,

    YERLEŞMELER VE DEĞİŞİM:

    Etkinlik Çalışması: ( S–143) Kırsal ve Kentsel yerleşmelerin benzer ve farklı özelliklerini belirleme.
    Şehirleri kır yerleşmelerinden ayıran özellikler:
    1- Nüfusları fazladır. 2-Yayıldıkları alanlar geniştir. 3-Geçiminde tarım dışı sektörlere dayanır.
    4-Meskenler yanında çarşı, Pazar, fabrika, spor ve sanat merkezleri vb. bulunur. 5-Çok büyük şehirlerde değişik soy, din ve ırktan insanlar birlikte yaşar.
    Kır yerleşmelerin ortak özellikleri:
    1-Nüfus sayıları ve yoğunlukları azdır. 2-Ekonomileri tarım ve hayvancılığa dayanır.
    3-Yayıldıkları alanlar dardır. 4-Sosyal dayanışma ve işbirliği kuvvetlidir.
    5-Sınırları ve ortak malları vardır. 6-Bazıları geçici yerleşmeler olup, özel mülkiyet olanları vardır.
    7-Köylerde mesleki faklılık az ve etnik yapı bakımından sade yapıdadır.
    Benzer Özellikleri: İnsanların beslenme, barınma, korunma vb. temel ihtiyaçlarını karşılamak için oluşmuşlardır.
    Temelinde insanların yapısı olan meskenler bir araya gelerek oluşmuşlardır. Başlangıçta ufak olan yerleşmelerin büyümeler ile oluşmuşlardır.
    YAŞADIĞIM YER:ORHANGAZİ
    Etkinlik Çalışması:
    1-Hangi yarımkürede yaşıyorsunuz?
    Kuzey yarım küre,
    2-Çevrenizde hangi kıtalar var?
    Asya, Avrupa, Afrika,
    3-Hangi ülkelerle komşuyuz?
    Yunanistan, Bulgaristan, Suriye, Irak, İran, Azerbaycan, Gürcistan, Ermenistan, K. K. T.C.
    4-Türkiye’nin neresinde yaşıyorsunuz?
    Ülkemizin kuzey batısında, Marmara bölgesi’nin Güney Marmara Bölümünde, bölümün güney doğu kısmında bursa ili, Orhangazi ilçesinde yaşıyoruz.
    5-Yaşadığınız yerin enlem ve boylam değerlerini bulunuz.
    Yaklaşık olara 29º 20’ Doğu boylamı, 40º 30’ kuzey enlemi,
    Etkinlik Çalışması: (S–150) Ders Kitabındaki okuma metni kargın köyü ile yaşadığımız yerin karşılaştırılması.
    1- Yaşadığınız yerle Kargın köyünü karşılaştırınız.
    ORHANGAZİ: Toplam Nüfusu: 77.338, Yüz **çümü: 476 km², Belediye Sayısı: 6, Köy Sayısı:25
    Coğrafi konumu: Samanlı dağlarıyla İznik gölü arasında ve bu göle 2 km. uzaklıkta bulunan bir yere kurulmuştur. Orhangazi İlçesi, Marmara Bölgesinin doğusunda Gemlik Körfezi ile İznik Gölü çevresinde kurulmuştur. Bursa-Yalova yolu üzerindedir Kuzeyinde Yalova ile Karamürsel İlçesi, batısında Gemlik, güneyinde Yenişehir, doğusunda İznik İlçeleri bulunmaktadır. İlçe merkezinin denizden yüksekliği 125 m.dir. İlçenin genel yüzölçümü 476 km2 dir. Bursa’ya 45 km. uzaklıktadır.
    Fiziki özellikleri:
    Yer şekilleri: Kuzeyinde Samanlı Dağları, güneyinde Katırlı Dağları ile çevrili, çanak şeklindedir. Çıplaklaşmış Samanlı Dağlarına rağmen Katırlı Dağları ormanlıktır. İlçenin kuzeyini Samanlı Dağları, güneyini de Mudanya Dağları engebelendirmektedir. Bunlardan Mudanya Dağlarının doğu uzantısı olan Gemiç Dağı 1283 m.ye kadar yükselir. Yeryüzü şekilleri genelde düz alçak ve ovalarla kaplıdır.
    İklimi ve bitki örtüsü: Marmara Bölgesinin tüm özellikleri ilçede de aynen hüküm sürer. Yazlar kurak ve sıcak, ilkbahar, sonbahar ve kış ayları ılık, yağışlı geçer. İklimi akdeniz iklimi olup yazları sıcak ve kurak kışlar ılık ve yağışlıdır. Balkanlardan gelen hava kütleleri Marmara Denizi üzerinden nem alır. Bu nemi Güney Marmara kıyılarına taşır, dolayısıyla denizel iklime neden olur. Yıllık yağış ortalaması 701 mm. dir.
    Bitki örtüsü alçaklarda makiler ve zeytin likler, yükseklerde ormanlar görülür. Genelde meşe gürgen, kızılçam, yükseklerde kayın kestane ve gürgenler görülür.
    Hidrografyası: İznik Gölü'nün batı yarısı Orhangazi'nin sınırları içerisindedir. Ayrıca Sölöz Deresi (Kocadere) ile bazı küçük akarsular ilçe topraklarından geçerek İznik Gölü'ne dökülür. Gölün batısından sızan suların oluşturduğu Garsak (Karsak ) Suyu buradan Gemlik Körfezi'ne doğru akar. Garsak deresi de bir yönde İznik gölünün gideğeni durumundadır. Bunun dışında Nadır deresi mevsimlik bir akarsu olup yazın kurumaktadır.
    İznik Gölü: Marmara Bölgesi'nin en büyük, Türkiye'nin ise 5. büyük doğal gölü olan İznik Gölü, Bursa'nın Orhangazi İlçesi'nde yüzölçümü 298 kilometrekare olan bir tatlı su gölüdür. Orhangazi'deki sanayi tesislerinden, çevredeki yerleşim birimlerinden ve küçük zeytinyağı fabrikalarından göle atıklar karışmaktadır. Bundan kaynaklanan aşırı yosunlaşma ve toplu balık ölümleri dikkat çekmektedir. Daha önceleri en az 8 tür balık yetişen gölde, son yıllarda bu sayı 3–4 türe kadar düşmüştür. Halk arasında ilik balığı ve kepekleme olarak bilinen balık türlerine artık çok ender rastlanmaktadır. Gölde en çok avcılığı yapılan gümüş balığı yıllık 2 bin ton civarında avlanmakta olup tamamı ihraç edilmektedir. İznik Gölü'ne ait bir tür olmayıp yakın zamanda görülmeye başlanan ve çoğalan bu balık, diğer türleri ve gölün doğal dengesini etkilemiştir. Ayrıca geçmiş yıllarda bolca avlanan ve önemli gelir kaynağı olan Kerevit 1980'lerden sonra azalma göstermiştir. Gölün batısındaki su durdurma yapısının varlığı sonucunda 416 hektar sulak alan kurutulmuştur. Bu yapı, gölü kısmen bir su haznesine dönüştürmüş, su seviyesini yükseltmesi sonucunda sazlık ve bataklık alanlarda azalma olmuştur."

    2- Benzer olan ve farklı olan özellikleri tespit ediniz.
    Yer şekilleri yönünden faklılıklar var. İklim özellikleri genelde benzer. Bitki örtüleri de benzerlik göstermekte, Akarsuların az küçük olması benzer özellik, göller yönünden farklılık var. Coğrafi konumundan kaynaklanan farklılıklar var.
    3- Tespit ettiğiniz farklılıkların nedenlerini açıklayınız?
    Coğrafi konumundan kaynaklanan farklılıkların nedenleri Orhangazi daha işlek ana yollar üzerinde. İlçe olması, daha büyük alanlı olduğu için komşu sayısı fazladır. Orhangazi’de298 kilometrekare alanı ile Türkiye'nin 5. büyük doğal gölü olan İznik Gölü bulunur. Bu gölün doğal ve beşeri ekonomik etkileri daha fazladır. Orhangazi de ayrıca çok daha verimli tarım toprakları mevcuttur.

    Etkinlik Çalışması: (S–151) Ders Kitabındaki okuma metni kargın köyü ile yaşadığımız yerin karşılaştırılması.
    1- Yaşadığınız yerle kargın köyünü karşılaştırınız.
    Tarihçesi: Tarihte Bitinya, Roma, Bizans, Selçuklu egemenliğine giren 1332’de ilçeye adını veren Orhan Gazi tarafından fethedilerek Osmanlı topraklarına katıldı. Kent Orhan Gazi tarafından İznik’te bulunan Mevlana Alâeddin Medresesi’ne vakıf olarak bağışlamıştı.
    Yerleşim ünitesi olarak Orhangazi; ikinci Osmanlı Padişahı Orhan Bey tarafından 1362 yılında kurulmuştur. Orhangazi burasını beğenerek bir müddet askeri karargâh olarak kullanmıştı. Orhan Bey burada kendi adına bir camii ve hamam yaptırarak civarda bulunan Türk aşiretlerini buraya yerleştirmiştir. Pazarköy adını alan bu yerleşim merkezi o sıralarda İznik'e bağlıydı. Yıldırım Beyazıt devrinde de ilçe merkezinde han, hamam gibi binalar vücuda getirilmiştir. Fakat bunların bir kısmı 1418 tarihindeki yer sarsıntısında kısmen harap olmuştur.
    İznik’ten sonra Gemlik’e bağlı bir bucak olarak yönetilmiş sonraları ilçe olarak Bursa’ya bağlanmıştır. 1879 yılında Pazarköy bucak merkezi olmuş, 1893 yılında Bursa iline bağlı ilçe merkezi olmuştur. 1913 yılında Orhangazi adını almıştır. (Bazı kaynaklara göre 1919'da da Orhangazi olarak değiştirilmiştir.) 20 Eylül 1919’da Yunan işgaline uğrayan Orhangazi, 10 Eylül 1922’de işgalden kurtulmuştur. . Ancak bu işgal sırasında kent büyük ölçüde yakılmış ve tarihi eserlerin çoğu yok olmuştur. Kasaba yandığı için kaymakamlığın çalışacak bir binası olmadığından ilçe merkezi iki yıl Gürle’ye taşınmıştır. O yıllarda, Kaymakamlık bir süre Gürle Köyü'nde çalışmalarını sürdürmüştür.
    İlçede günümüze gelebilen tarihi eserler arasında; Orhan Gazi Camisi, Orhangazi Hamamı, Gürle Köyü Hamamı, Ermeni Kilisesi bulunmaktadır. İlçenin sivil mimari örnekleri Yunan işgali sırasında yanmıştır.
    Son düşman işgalinden harap bir halde kurtulan kasaba yeniden imar edilmiştir. Günden güne genişleyen ve güzelleşen Orhangazi’de muntazam caddeler ve parklar vücuda getirilmiş olup 1980' lerde kasaba görünümünde olan ilçe 1983 yılından sonra yapılan çalışmalarla hızla modern bir şehir görünümüne kavuşmuştur.

    Nüfus Yapısı: Toplam nüfusu 77.338'dir. İlçe merkezi 55.000 nüfusa sahiptir. 1940 sayımına göre 1372’si kadın, 1287’si erkek olmak üzere merkezde 2659 nüfus vardır. İlçenin genel nüfusu ise 58.716’dır. İlçe nüfusunun %39’u sanayide çalışır. Gedelek turşusu, ormancılık, hayvancılık da gelir kaynaklarındandır. Göçlerle büyüyen bir kent olan Orhangazi’ye 1880’lerde Kafkasya ve Rumeli’den gelen göçmenler yerleşmiştir. Kurtuluş Savaşı sonrasında bölgeyi terk etmek zorunda kalan Ermenilerin yerine Yunanistan’dan gelen göçmenler yerleştirilmiştir. İlçeye 1930'ların başında çok sayıda göçmen yerleştirilmiştir.1951’de Bulgaristan ve Makedonya’dan gelen göçmenler, Hürriyet mahallesini oluşturmuştur.
    2000 Yılı Genel Nüfus Sayım Sonuçları
    NÜFUS SAYIMI TOPLAM
    ŞEHİR KÖY
    44.426 24.476 68.902
    Nüfus Artış Hızı ve Değerlendirilmesi
    Sanayileşmenin yanı sıra dış göçler nedeniyle ilçe merkezinde devamlı nüfus artışı vardır. Köylerde ise iyi bir aile planlaması sonucu artış yok denecek kadar azdır.
    IV - EĞİTİM DURUMU(2007 Yılı )
    Nüfus Yoğunluğu: 145 /km2
    Nüfus Artış Oranı: % 20,08
    Yüksek Öğretim Kurumu Sayısı: 1
    İlköğretim Kurumu Sayısı: 20
    İlköğretim Öğretmen Sayısı: 366
    İlköğretim Öğrenci Sayısı: 9.223
    Orta Öğretim Kurumu Sayısı: 5
    Orta Öğretim Öğretmen Sayısı: 179
    Orta Öğretim Öğrenci Sayısı: 3.364
    Orhangazi Nüfusunun
    Bursa Nüfusuna Oranı: % 3,2
    Köylerin Nüfusunun
    Orhangazi Nüfusuna Oranı: % 35,5

    V - SAĞLIK DURUMU
    İlçede doktor başına 1.602 nüfus düşmektedir.
    Orhangazi İlçesinin 2007 Yılı Sağlık Personeli Durumu
    Uzman Hekim 14
    Pratisyen Hekim 29
    Diş Hekimi 7
    Hemşire 43
    Sağlık Teknisyeni 37
    Ebe 35
    TOPLAM 165
    Devlet Hastanesi 1
    SSK Hastanesi 0
    Özel Hastane 0
    Sağlık Merkezi 0
    Sağlık Ocağı 7
    Sağlık Evi 6
    Dispanser 0
    Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlama Merkezi 1
    Semt polikliniği 0
    SSK İstasyonu 0
    Belediye Polikliniği 0
    Özel Poliklinik 2
    TOPLAM 17

    2- Benzerlik ve farklılıkları söyleyiniz.
    Orhangazi nüfus sayısı bakımından daha fazla, ayrıca nüfusu oluşturan insanlar farklı bölge ve ülkelerden gelen kültürel yönden daha faklı ve çeşitliliğe sahiptir.
    Kargın köyü dışarı göç verirken ilçemiz hızlı bir göç almakta ve nüfusu sürekli artmaktadır.
    Mesken tipleri değişiktir.İlçemizde daha ağırlıklı olmak üzere betonarme yapıda modern binalar mevcuttur.
    Tarihi açıdan ise Orhangazi geçmişi daha eskiye dayanmaktadır.
    Eğitim seviyesi, okuryazarlık, okullaşma, okul sayısı yönünden ilçemiz daha gelişmiştir.
    3- tespit ettiğiniz benzerlik ve farklılıkların nedenlerini söyleyiniz.
    İlçemiz konum itibari ile daha iyi bir yerde kurulmuş, daha eski dönemde kurulmuş, nüfus yapısı daha değişik olması, ayrıca Kargın köy iken Orhangazi ilçe olması.
    TÜRKİYE’NİN YERŞEKİLLERİNİN ÇEŞİTLİLİĞİ:
    Etkinlik çalışması: Türkiye fiziki ve deprem haritalarının incelenerek;
    1-Ülkemizin kuzey ve güneyinde uzanan dağlar ile fay hatları arasında paralellik var mıdır? Varsa nedenleri nelerdir?
    Paralellik vardır. Genelde kıvrım dağlarının bulunduğu sahaların kenarlarında fay hatları uzanır. Deniz tabanındaki esnek tortular kıvrılmaya uğrarken, sert masif dediğimiz kütleler sıkışma sırasında kıvrılamayan kırılmış ve fay hatları oluşmuştur.
    2- Fay hatlarının uzanışı ile kırıklı dağlar, grabenler ve tektonik göllerin uzanışı arasında paralellik var mıdır? Varsa neden?
    Fay hatlarının uzanışı ile 1-Kırıklı dağlar, 2- tektonik oluklar( grabenler) ve tektonik göllerle birlikte 3-Depremler, 4- Kaplıca ve maden suları, 5-Volkanizma arasında doğal olarak paralellik vardır. Kırılma sonucunda iki yanındaki faylar boyunca yükselen kısımlara Horst, alçalan kısımlara Graben denir. Ayrıca çöken çanaklara suların birikmesi ile tektonik göller oluşmaktadır.

    Etkinlik Çalışması: Ülkemizdeki kıyı ovaları:
    Oluşturan Akarsu Ova adı
    Kızılırmak Bafra Ovası
    Yeşilırmak Çarşamba Ovası
    Sakarya Sakarya Ovası
    Gediz Gediz Ovası
    Bakırçay Bakırçay Ovası
    Küçük Menderes Küçük Menderes Ovası
    Büyük Menderes Büyük Menderes Ovası
    Göksu Göksu Ovası
    Seyhan- Ceyhan Çukurova

    TÜRKİYENİN İKLİMİ:
    Dersin başında ders kitabındaki iklimde yolculuk adlı metin okunarak ülkemiz iklim özellikleri ile çıkarımlarda bulunulur. Metin sonundaki sorular cevaplanarak;
    1-Türkiye 139 -158 doğu meridyenleri, 52- ile 58 kuzey paralelleri arasında olsaydı nasıl bir iklim özelliği oluşurdu?
    Ülkemizin her yerinde orta kuşağın sert karasal iklimi oluşurdu. Yani ülkemizde Sibirya’nın iklim şartları hüküm sürerdi.
    2-Okuma metnine göre ülkemizde kaç tip iklim görülmektedir?
    Akdeniz iklimi, Karadeniz İklimi, Karasal iklim olmak üzere üç çeşittir.
    3- Türkiye’nin özel konumu iklimini nasıl etkiler?
    Herhangi bir yerin veya ülkenin karasallık, denizellik, bakı, yükselti, dağların uzanışı gibi ayırt edici özelliklerine özel konum denir. Ülkemizde farklı karakterde iklimlerin oluşmasında en önemli etkenlerden biridir.
    Eğer özel konum faktörleri etkili olmasıydı ülkemizin her yanında aynı iklim şartları görülecekti. Türkiye’nin iklimini sadece matematik konum etkileseydi; Yurdumuzda Kuzeyden Güneye sıcaklıklar düzenli olarak artar, aynı enlemlerde yer alan yerlerin iklimleri hep aynı olurdu. Örneğin Antalya- Ş.Urfa, İzmir- Elazığ’ın ikliminin aynı olması gerekirdi. Ülkemizde yağış ve sıcaklığın dağılışını; kıyılarda denizel etkiler, iç kısımlarda karasallık, yükselti, bakı ve dağların uzanışı etkiler.

    Etkinlik çalışması: Türkiye fiziki haritasına bakarak;
    1- Karadeniz ve Toros dağları olmasa ülkemiz ikliminde ne gibi değişiklikler olurdu?
    1-YER ŞEKİLLERİNİN ETKİSİ: Ülkemizde farklı iklim tiplerinin görülmesinde yer şekillerinin etkisi büyüktür. Türkiye ortalama yükseltisi fazla olan bir ülkedir. Ayrıca sadece bölgeler arasında değil, çok kısa mesafelerde bile büyük yükselti farkı vardır. İklim değişikliklerine neden olan yer şekilleri; yükselti, dağların uzanışı, bakı ve eğim faktörleridir.
    A- Dağların uzanışı: Dağlarımız genelde Doğu-Batı doğrultusunda uzanmaktadır. Dağlarımız kuzey ve güney kıyılarımızda denize paralel, Batı Anadolu’da dik uzanmaktadır. Bu da yağış ve sıcaklıkta farklılıklara neden olur.
    Kuzey Anadolu ve Toros dağları kutupsal ve tropikal hava kütlelerinin hareket yönlerine dik bir biçimde ve kıyıya paralel uzanır. Denizi geçerken nemle yüklenen hava kütleleri bu dağlarla karşılaştığında yükselir ve yoğunlaşarak içindeki nemi bu dağların denize bakan yamaçlarında bırakır. Yani Kuzey Anadolu dağlarının Kuzey yamaçları, Torosların Güney yamaçları iç kesimlere göre daha fazla yağış alır. Yine Kuzey Anadolu dağları ve Toroslar sıcaklığı da etkiler. Kışın iç bölgelerdeki soğuk havaların kıyılara inmesini engelleyerek kıyıya olumlu etki yaparlar. ( Fön) Toroslar kışın tropikal havanın iç kısımlara, iç kısımlardaki kutupsal havanın da Güney kıyılara geçmesini engeller. Bu nedenle kışın iç kısımlar biraz daha soğuk, Güney kıyılar biraz daha sıcaktır. Toroslarda yaz aylarında Kuzeybatıdan sokulan hava kütleleri, Torosları aşarak Güney yamaçlarda fön olarak eser. Bazen yazın serin Akdeniz’den sıcak iç bölgelere giden havalar Torosları aşıp iç bölgelere fön oluşturur. ( Bakır sattıran rüzgârlar). Böyle zamanlarda orman yangınlarını kolaylaştıran aşırı kurak sıcaklar hâkim olur.
    Kışın Doğu Anadolu üzerindeki soğuk hava bazen Doğu Karadeniz dağlarını aşarak kıyıya doğru fön şeklinde eser ( Kar yutan rüzgâr).Bu sayede Doğu Karadeniz kıyılarında kışın sıcaklık yükselir. (Bazen 20º C yi bulur).
    Dağların ve yer şekillerinin uzanışı rüzgârı da etkiler. Bu etki Marmara, Kuzey Anadolu ve Toros dağlarında daha belirgindir. Marmara’da boğazların hava kütlelerini kanalize eden birer koridor olmaları nedeniyle buralarda hâkim rüzgâr yönü Kuzeydoğu -Güneybatı doğrultusundadır.
    Ege’de dağlar kıyıya diktir. Kışın Anadolu’yu kaplayan soğuk hava Gediz oluğu vasıtasıyla Ege kıyılarına sokulur. Ege’nin nemli hava kütleleri de oluklar vasıtasıyla İç Batı Anadolu’ya kadar ilerler. (150-200km)
    NOT: Bu dağlar deniz etkisini iç kesimlere sokmayarak kıyılara nem ve sıcaklık yönünden olumlu etki ederken, dağların gerisinde iç kesimlerde kurak alanların oluşmasına neden olmuştur. Dolayısıyla kıyıya paralel uzanan dağlar bu etkisiyle kıyıda denizel, iç kesimlerde karasal iklimlerin oluşmasına neden olmaktadır.
    Bu dağlardan Kuzey Anadolu dağları olmasaydı Karadeniz iklimi olmazdı. Deniz etkisi iç kısımlara daha fazla girerdi. Karasal etkiler kıyılara daha fazla etki yapardı. Kıyılarda ki ılıman şartlar daha az olurdu. İç kesimler daha fazla yağış alırdı.
    B- Yükselti: Ortalama yükseltisi fazla olan Türkiye’de çok kısa mesafeler dâhilinde bile büyük yükselti farklarına rastlanır. Türkiye’de sıcaklık yükseltiye bağlı olarak Batıdan Doğuya, kıyılardan iç kesimlere doğru azalır. Yükseltinin etkileri:
    1- Sıcaklığın azalması, 2- Yağışın artması, 3- Kar yağışının artması, 4- Karın yerde kalma süresinin artması,
    5- Donlu günlerin sayısının artması, 6-Kalıcı kar sınırının düşmesi, 7- Tarım ürünlerinin geç olgunlaşmasını da etkiler. 8- Nemin azalmasına bağlı olarak günlük sıcaklık ve yıllık sıcaklık farklarının artması,
    C- Bakı ve Eğim: Güneşten alınan enerji dağ yamacının baktığı yöne göre büyük değişim gösterir. Türkiye’de kışın 30ºC den fazla eğimli Kuzey yamaçlar güneş ışınlarını doğrudan alamazken, Güneye bakan yamaçlar her zaman etrafındaki düzlüklerden ve Kuzey yamaçlardan daha fazla ısınır. Bu nedenle Güney yamaçlarda sıcaklık birkaç derece daha yüksektir.
    Örneğin Kuzey Anadolu ve Toros dağlarının Güney yamaçları Kuzey yamaçlarından daha sıcaktır. Bu yüzden Güneye bakan yamaçlarda yarı kurak, Kuzeye bakan yamaçlarda nemli iklim şartları görülür ve bu iklimlere uygun bitki örtüsü gelişir. Tarımsal ürünlerde farklılık ortaya çıkar.
    — Yandaki şekilde Türkiye’deki bir dağın 21 Haziran ve 21 Aralık tarihlerinde güneye bakan yamaçlarının yıl boyunca güneş ışınlarını kuzey yamaca göre daha büyük açılarla aldığı görülmektedir. Bu durumun ne gibi etkileri vardır.
    Bakının ülkemiz açısından sonuçları: ( güneye bakan yamaçlar)
    1-)Sıcaklık daha fazla, 2-) Güneşlenme süresi daha fazla, 3-)Bitkilerin olgunlaşması daha kısa, 4-)Orman ve kalıcı kar sınırı daha fazla, 5-)Yerleşmeler ve nüfus daha yoğun, 6-) Buharlaşma daha fazla ve kuraklık daha fazla hissedilir. 7-) Akarsu rejimleri daha düzensiz olur.

    2- Ülkemizi çevreleyen denizler olmasaydı iklim özelliklerimizde ne gibi değişiklikler oluşurdu?
    2.Etrafındaki denizlerin etkisi: Türkiye’de sıcaklık dağılışı, yağış miktarı, yıllık sıcaklık farkı, donlu günlerin sayısı, sürekli kar sınırı, karın yerde kalma süresi, nemlilik, bulutluluk, yağış rejimi gibi iklim faktörlerinin dağılışı ile denize göre konum arasında sıkı bir ilişki vardır. Denizlerin ülkemiz iklimi üzerinde en önemli etkisi yağış bakımındandır. Denizlerimiz başlı başına nem ve sıcaklık kaynağıdır. Bundan dolayı kıyıların genelde daha sıcak, kışın da daha ılık ve bol yağışlı olmasını sağlamışlardır. Kıyılarda sıcaklık farkları azdır. Kıyılarımızda denizellikten dolayı nem oranı yüksektir. Denizlerin geç ısınıp soğuma özelliği nedeniyle kıyılarımızda kıştan yaza, yazdan kışa geçişler daha yumuşaktır.
    Not: Ülkemizin üç tarafı denizlerle çevrili olduğu halde ülkemizde deniz etkileri genelde dar bir kıyı şeridinde etkili olmaktadır. Çünkü kıyının hemen gerisinde yüksek ve kıyıya paralel dağ sıraları güney ve kuzey kıyılarımızda uzanmaktadır.
    Sonuç olarak denizlerin etkisi:1-Kıyıların yılık sıcaklık yönünden daha sıcak olmasına, 2- Kıyılarda sıcaklık farklarının az olmasına, 3-) Yağışların kıyıda fazla olmasına ve içeri doğru azalmasına yol açmıştır.
    Kıyı denizlerimiz olmasıydı: Atlas Okyanusundan nemli gelen havalar ülkemize giremez, ülkemizin iklimi İran’ın ikliminden farklı olmazdı. Denizlerin etkilerinden biri de ülkemiz iklimini ılımanlaştırmasıdır. Ülkemizde çöl iklimi görülmemesinin nedeni budur. Oysa Türkiye ile aynı enlemlerde yer alan Orta Asya’da birçok çöl vardır.
    Karasallık durumu: Kıyılardan iç kısımlara, iç kesimlerde de batıdan doğuya doğru gidildikçe karasallık artar. Bunun sonucunda iç kesimlere doğru gidildikçe nem miktarının azalmasına bağlı olarak sıcaklığın tutulması ve yağış miktarı azalır. Günlük ve mevsimlik sıcaklık fakları artar. Örneğin İzmir’de yıllık sıcaklık farkı 17º, Erzurum’da 27ºdir.
    Karasallık nedeniyle iç kesimler aynı yükseklikteki kıyılara göre daha fazla ısınır. Yazın iç kesimlerin fazla ısınması tarım, orman ve yerleşme sınırının da yüksek olmasına neden olur. Karasallık kıyıdan iç kısımlara, Batı’dan Doğu’ya ve Kuzeydoğuya gidildikçe şiddetlenir.
    3.ETRAFINDAKİ KARA KÜTLELERİNİN ETKİSİ: Ülkemizin etrafında doğuda Asya (Sibirya)- kuzeyde Avrupa, güneyde Afrika ve Arap yarımadası vardır. Türkiye bir yarımada olmakla birlikte Doğu’da büyük bir kara kütlesine bağlı olduğu için genelde iklimi karasal özelliğe sahiptir. Ülkemizin kuzeyinde Avrupa ve Sibirya Kışları soğuk Hava kütlelerinin, Arap yarımadası ve Afrika ise yazın aşırı sıcak hava kütlelerinin oluştuğu sahalardır.
    Kışın Sibirya üzerinde oluşan Yüksek basınç merkezi zaman zaman Doğu ve İç Anadolu’yu etkiler. Böyle zamanlarda bu bölgelerimizde şiddetli kışlar yaşanır. Yine kışın Balkanlar üzerinden gelen soğuk hava kütleleri başta Batı Anadolu olmak üzere yurdumuzu sık sık etkiler.
    Yazın Türkiye’nin Güneyindeki Arabistan, Suriye çölleri, Kuzey Afrika kara kütleleri aşırı ısındığından buralardaki sıcak hava kütleleri Türkiye’yi etkisi altına alır. Başta Güneydoğu Anadolu olmak üzere sıcaklıklar aşırı yükselir.
    4.ETRAFINDAKİ BASINÇ MERKEZLERİNİN ETKİSİ: Ülkemiz konumu itibari ile büyük ve sürekli basınç merkezlerinin oluştuğu bir saha olmayıp; Ülkemiz mevsimlere göre etki alanları ve şiddetleri değişen basınç merkezlerinden etkilenir. Genel olarak kuzeyde soğuk hava kütlerinin, güney de ise sıcak hava kütlelerinin doğduğu sahalar bulunur. Ülkemiz genel olarak yazın kurak, kışın ise yağış getiren sıcak ve soğuk havaların karşılaşması sonucu oluşan cepheler etkisine girmektedir.
    Basınç merkezleri ülkemizin iklim şartları sıcaklık, yağış, yağış rejimi, rüzgârlar üzerinde etkili olmaktadır.
    NO ADI ETKİLEDİĞİ DÖNEM TÜRKİYE İKLİMİNE ETKİLERİ
    I İzlanda alçak basıncı Kışın Soğuk ve yağışlı hava
    II Sibirya yüksek basıncı Kışın Şiddetli soğuk kuru ayaz, kar yağışı
    III Basra Alçak basıncı Yazın Yazın aşırı sıcak ve kuraklık
    IV Asor Yüksek basıncı Yazın Sıcaklık ve kuraklık
    Etkinlik Çalışması: Ülkemizin iklimi üzerinde etkili olan faktörleri işaretleyiniz.
    Faktörler Etkiler Etkilemez
    Matematik konum X
    Yer şekilleri X
    Denize göre konum X
    Rüzgârların esme yönü X
    Basınç merkezleri X
    Tropikal rüzgârlar X
    Okyanus akıntıları X
    Etkinlik Çalışması:
    İl Sıcaklık İl Sıcaklık Enlem Yükseklik Karasallık / denizellik
    Antalya 19 Samsun 15 X
    Ankara 10 Erzurum 6 X
    İzmir 19 Ağrı 6 X X
    Karaman 12 Yozgat 10 X
    Mersin 19 Şanlıurfa 18 X X
    Muğla 16 Çanakkale 16 X
    Rize 14 Kayseri 11 X X
    TABLO:
    İLLER YILLIK SICAKLIK ORTLAMASI ˚C YÜKSELTİ m (YAKLAŞIK)
    ANKARA 12 1000
    SİVAS 9 1300
    ERZURUM 6 2000
    SAMSUN 14 10
    ADANA 19 10
    İZMİR 17 10
    1-Adana-İzmir-Samsun’un denizellik ve yükseltileri aynı olduğu halde yıllık sıcaklık farklarının sebebi nedir?
    2- Ankara-Sivas-Erzurum illeri yaklaşık aynı enlemlerde olmalarına rağmen yıllık sıcaklık ortalamaları neden farklıdır?
    3-Ankara daha güneyde olmasına rağmen Samsun’un yıllık sıcaklık ortalamasının yüksek olmasının sebebi nedir?

    Etkinlik Çalışması: Türkiye’de yıllık Ortalama Sıcaklık Dağılışı:
    1- En yüksek sıcaklıklar nerelerde görülür?
    Ülkemizde en sıcak yerler Akdeniz kıyılarından Güneydoğu Anadolu’da Şanlıurfa’ya doğru uzanan kuşaktır.
    2-En yüksek sıcaklıklarla en düşük sıcaklıklar arasındaki fark kaç derecedir?
    İskenderun 20ºC, Sarıkamış 4ºC ile yaklaşık olarak 16 ºC dir.
    3-Sıcaklık hangi yönlerde azalmaktadır?
    Ülkemizde sıcaklık kıyıdan iç kesimlere doğru, iç kesimlerde de batıdan doğuya doğru sıcaklık hızla düşmektedir.
    Bunun en büyük nedeni denizden uzaklaşma ile artan karasallık ve yükseltinin artması etkisiyle bu düşüş meydana gelmektedir.
    Etkinlik Çalışması: Türkiye’de Ocak ayı Ortalama Sıcaklık Dağılışı:
    1- Güney kıyılarımızdan kuzey kıyılarımıza doğru sıcaklığın azalmasının nedenleri nelerdir?
    Enlem faktörüdür.
    2-Ocak ayında ülkemizde en yüksek ve en düşük sıcaklıklar nerelerde görülür? Neden?
    En yüksek sıcaklıklar Akdeniz bölgesinin kıyı kesiminde görülür. (9–12ºC )
    Sebepleri: Enlem, deniz etkisi ve Toros kıvrım dağlarının kuzeyden gelen soğuk hava kütlelerini engellemesidir.
    En düşük sıcaklıklar Doğu Anadolu’da Erzurum-Kars bölümünde görülür.( -2 ile -12ºC)
    Sebepleri: Yükseltinin fazla olması, karasallık, kuzeyden gelen soğuk rüzgârlardır.
    Bu ayda kıyı ile iç kesim arasındaki sıcaklık farkı fazladır.
    3- Aydın’ın sıcaklık değerleri Kars’tan niçin yüksektir?
    Enlem olarak daha güneyde, Yükselti bakımından daha alçak, deniz etkisi daha fazladır.
    4- Çanakkale daha kuzeyde olmasına rağmen neden Konya’dan daha sıcaktır?
    Deniz etkisinde olması ve yükseltisinin daha az olmasıdır.
    Etkinlik Çalışması: Türkiye’de Temmuz Ayı Ortalama Sıcaklık Dağılışı:
    1- Temmuz ayında ülkemizde en düşük sıcaklıklar nerede yaşanır? Neden?
    En düşük sıcaklıklar bu dönemde de Kuzeydoğu Anadolu’da Erzurum-Kars Bölümünde görülür. Sebebi, yükseltisinin fazla olmasıdır.
    2-En yüksek sıcaklıkların Şanlıurfa çevresinde görülmesinin nedenleri nelerdir?
    1.Enlem olarak güneyde yer alması, 2.Karasallık etkisinde olması,
    3.Güneyden gelen sıcak hava kütlelerinin etkisi, 4.Bölgede yükseltinin fazla olmaması,
    Güneydoğu Anadolu Bölgesinde temmuz sıcaklık ortalamaları 30–35ºC civarındadır. Ege ve Akdeniz kıyılarında da ortalama sıcaklık 25–30ºC ile oldukça yüksektir. Kuzeye doğru gidildikçe enlemin etkisiyle, doğuya doğru gidildikçe de yükseltinin etkisi ile sıcaklıklar düşer. Erzurum-Kars platolarında 17–20ºC civarındadır. Genelde Karadeniz kıyılarında 22- 24 ºC arasında sıcaklıklar görülür.
    3- Yükseltinin sıcaklık dağılışı üzerine örnek veriniz.
    Aydın Ankara Konya Sivas Erzurum Kars Iğdır
    28.2ºC 23. 5 ºC 23.1ºC 19.6ºC 19.5ºC 17.3ºC 25.9ºC
    4- Kastamonu ile Sinop arasındaki sıcaklık farkının nedeni nedir?
    Yükselti, karasallık- denizellik,
    ETKİNLİK ÇALIŞMASI: ( S–171) ÜLKEMİZDE YEREL (MEVZİİ) RÜZGÂRLAR: Ülkemizin çevresindeki hava kütleleri, deniz ve karalar arasındaki basınç farkından dolayı oluşurlar. Yazın Türkiye’nin bulunduğu alan Azor Yüksek basıncı ile Basra alçak basıncı arasındaki hava akımının etkisinde kalır.
    Ege Denizi’nde, yazın poyraz benzeri rüzgârlar tam kuzeyden eserler. Eski Yunanlılar bu rüzgârlara, ticaret rüzgârı anlamında Etesia demişlerdir. Bugün de, Dünya literatüründe Ege Denizi’nde yazın kuzeyden esen rüzgârlara etezyen (ete***n) denilmektedir. İlk çağlardan beri bilinen bu rüzgâr Ege ve Marmara bölgelerini etkiler.( Ege’den Akdeniz’e doğru Kuzey batı yönünde). Eteziyen; Ege ve Marmara’da sıcaklıkları düşürerek serinletirken, Torosları aşarak Akdeniz kıyılarına ulaştığında fön karakteri kazanır ve kavurucu sıcaklara neden olur.

    Kuzey sektörlü rüzgârlar:
    Güney sektörlü rüzgârlar:
    Yerel Rüzgârların başlıca özellikleri: 1- Günlük rüzgârlardan daha uzun sürelidirler. ( Mevsim boyunca) 2-) Günlük rüzgârlardan etki alanları daha geniştir. 3-) Günlük rüzgârlardan hız ve şiddetleri daha fazladır. 4- Estikleri yönlere göre isim alırlar. 5- Geldikleri yönlere göre sıcaklığa etki ederler. ( Kuzey azaltıcı, Güney artırıcı etkidedir.)
    Etkinlik ÇalışmasıS- 171) Yaşadığınız yerdeki etkili olan rüzgârlar ve etkileri;
    Yaşadığımız alanda yukarıda etkileri belirtilen rüzgârların birçoğu görülmekte olup, özellikle poyraz, karayel, yıldız ve lodos etkili olmaktadır. Kuzey yönlü rüzgârlar sıcaklığı azaltırken, lodos kışın havaları ılıklaştıkta ve soba zehirlenmelerine neden olmaktadır. Yazları ise aşırı sıcaklıklara neden olmaktadır.
    Etkinlik ÇalışmasıS- 172) ülkemizde yağış dağılışı haritalarına bakarak,

    1- Ülkemizde en fazla en az yağış hangi mevsimlerde düşmektedir?
    En az yaz mevsiminde, en çok kış mevsiminde düşmektedir.
    2- Yıllık yağış dağılışı ile denize yakınlık uzaklık, yükselti arasında nasıl bir ilişki vardır?
    —Yükseklik yağışın artma sebebi olup, ülkemizde yüksek dağlık alanlar yağışın fazla olduğu alanlardır.
    —Deniz etkisindeki kıyı bölgelerde yağış miktarı fazla iken deniz etkisinden uzak sahalarda yağış miktarı düşüktür. Özelliklede etrafı dağlarla çevrili iç bölgeler yağışın oldukça düşük olduğu alanlardır.
    3-Ülkemizde en yüksek yağışlı alanla en az yağışlı alan arasında ne kadar fark vardır? Bu farklılığı oluşturan nedenler nelerdir? Ülkemizde yağışın dağılışına etki eden faktörler:
    a - ) Karasallık- denizellik: Deniz etkisindeki kıyı bölgelerde yağış miktarı fazla iken deniz etkisinden uzak sahalarda yağış miktarı düşüktür. Özelliklede etrafı dağlarla çevrili iç bölgeler yağışın oldukça düşük olduğu alanlardır.
    b-) Yükselti: Yükseklik yağışın artma sebebi olup, ülkemizde yüksek dağlık alanlar yağışın fazla olduğu alanlardır.
    c-) Dağların uzanışı ve bakı faktörü: Kuzey ve güney kıyılardaki dağlar denize paralel uzanmışlardır. Denizin nemli etkisini içeri sokmayarak kıyıya yamaç yağışlarını oluşturup olumlu etki ederken, iç kesimleri de olumsuz etkilemişlerdir. Dağların denize bakan yamaçları bol yağış alırken içeri bakan yamaçları az yağış almaktadır.
    d-) Rüzgârlar ve gezici alçak basınçlar: Kıyılardan içeri doğru esen rüzgârlar nem getirip yağış yaparken; İçeriden kıyıya doğru esen rüzgârlar yağış oluşturmazlar. Ülkemizde kış boyunca bazen de bahar aylarında batıdan doğuya doğru hareket eden gezici alçak basınçlar bol yağmur getirirler.
    e-) Bitki örtüsü: Yağış artırıcı etkiye sahiptirler. Buharlaşmayı terleme yoluyla artırırlar ve havanın nem miktarını artırarak yağışa olumlu katkı yaparlar.

    4- Ülkemizde mevsimler arasında yağış farklılıklarının oluşmasında etkili olan faktörler nelerdir?
    Bu ülkemizin farklı mevsimlere farklı hava kütleleri ve basınç merkezlerinin etkisinde kalmasındandır. Ayrıca bunda yer şekillerinin de rolü vardır.
    TÜRKİYEDE İKLİM ÇEŞİTLERİ:
    1- Ülkemizde hangi iklimler görülmektedir?
    Türkiye’de başlıca üç büyük iklim tipi görülmektedir.
    1. Karadeniz iklimi
    2. Akdeniz iklimi
    3. Karasal iklim
    a)Gerçek kara iklimi( Doğu Anadolu- yazı yağışlı)
    b)Step ( yazları kurak geçen kara ) iklimi,

    2- Ülkemizde çeşitli iklimlerin görülme nedenleri nelerdir?
    1-)Karsallık – denizellik durumu. ( Üç tarafının denizlerle çevrili olması, denizden uzak iç kesimlerin bulunması)
    2-) Yer şekillerinin çeşitlilik göstermesi ( Yükselti, bakı, dağların uzanışı)
    3-)Ilıman iklim kuşağında olup, farklı mevsimlerde farklı hava kütlelerinin ve basınç merkezlerinin etkisinde kalması.
    Ülkemiz ikliminde en çok karasallık – denizellik etkilidir. Asıl farkı ortaya çıkaran budur. Kıyıda denizel, iç kesimlerde karasal iklimler görülür.

    3-Yaşadığınız yerin iklimi hangi iklime girer?
    Akdeniz İklimi,
    Etkinlik Çalışması: Karadeniz iklimi(S–173)
    1-Karadeniz iklimi: Bu iklim asıl olarak Karadeniz kıyısı boyunca Türkiye’nin kuzey kıyılarında görülür.
    2- Yılık yağış miktarı 2300 mm, Yıllık sıcaklık ortalaması: 13–14 0C civarındadır.
    3-Ocak ayı ortalama sıcaklığı 5–6 0C, Temmuz ayı sıcaklık ortalaması: 22–23 0C civarındadır.
    4-Yıllık sıcaklık farkı 170C tır.
    5-Doğal bitki örtüsü karışık ormanlar.
    Etkinlik Çalışması: Akdeniz iklimi(S–174)
    Akdeniz İklimi: Bu iklim tipi ülkemizde en belirgin olarak Akdeniz kıyılarında görülmekle beraber Marmara ve Ege kıyılarında da etkili olmaktadır.
    1- Yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlı geçer.
    2- Maksimum yağış kış mevsiminde, minimum yağış yaz mevsimindedir.
    3- Yıllık yağış miktarı: 500–700 mm arasındadır.
    4- Ocak ayı ortalama sıcaklık 7–11 0C dir.
    5- Yıllık sıcaklık ortalaması: 15–18 0C civarındadır.
    6- En sıcak ay ortalaması: 25–28 0C,
    7- Ülkemizin batısındaki dağların kıyıya dik uzanması bu iklimin iç kısımlara ulaşmasına imkan sağlamıştır..
    Etkinlik Çalışması: Karasal iklim(S–174)
    Karasal İklim: İç Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri ile Trakya'nın iç kesimleri karasal iklimin etkisi altındadır.
    1- Yazları sıcak kurak, kışları sert soğuk ve kar yağışlı bir iklimdir.
    2- İç Anadolu’da maksimum yağış İlkbahar, minimum yağış yaz mevsiminde düşer.
    3- İç Anadolu’da ortalama yağış 250 – 500 mm arasındadır.
    4- İç Anadolu’da kış ortalama sıcaklık 0-, -5 ºC arası, yaz sıcaklıkları 20- 25 ºC arasında, yıllık sıcaklık ortalaması 9–13 ºC arasındadır.
    5- Doğu Anadolu’da kuzeydoğu kesiminde yıllık ortalama sıcaklık 4–8 ºC dir.
    6- Doğu Anadolu’da Yıllık yağış miktarı 500–550 mm, Güneydoğu Anadolu’da ortalama Yağış 500 -700 mm. dir.
    7- Güneydoğu Anadolu’da yıllık ortalama sıcaklık 15–18ºC arası, kış sıcaklığı 2–5 ºC arasında, yaz sıcaklığı - 26–32 ºC arasındadır.
    8- Güneydoğu Anadolu’da maksimum yağış kış, minimum yağış yaz mevsiminde düşer.
    Yağış rejimleri En fazla yağış En az yağış Yağış türü ve tipi Düzenli/ düzensiz
    Karadeniz yağış rejimi Sonbahar İlkbahar Yağmur- yamaç yağ. Düzenli
    Akdeniz yağış rejimi Kış Yaz Yağmur- Cephe Düzensiz
    Karasal yağış rejimi
    ( İç Anadolu) İlkbahar Yaz Kar- yağmur, Yükselim yağışı Düzensiz
    Marmara Yağış Rejimi Kış -İlkbahar Yaz Kar- yağmur, Cephe, Yamaç yağışları Kısmen düzenli
    Karasal- Doğu Anadolu ( Kuzey doğusu) Yaz Kış Kar -Yükselim Düzensiz

    Etkinlik Çalışması (S- 177)


    COĞRAFİ ORTAM VE B**GELER:
    Ders Dışı Etkinlik: ( S- 183)
    1- Orta doğu bölgesi 2- İskandinav Ülkeleri

    Etkinlik Çalışması: ( S- 184- 1) Dünya fiziki Haritası - Ovalarla dağlar arasında nasıl bir geçiş vardır?
    Genelde dağlar sıralar halinde kuşaklar oluşturmakta ve dağlardan sonra bazen platolar bazen de direk olarak ovalara geçilmektedir.
    Etkinlik Çalışması: ( S- 184- 2) İsviçre diller haritası-
    Bu harita aynı dili konuşan insanların yoğun olarak bulunduğu alanların birleştirilmesi ile oluşturan bölgeleri gösterir. Bu harita ileriki zamanlarda değişebilir.
    Etkinlik Çalışması: ( S- 185-) Dünya ekonomik sınıflandırma bölgeleri haritası:
    1- Hangi gelir grubu ülkeler daha fazladır?
    Orta - düşük gelir grubu ülkeler daha fazladır.
    2- Bölge sınırları ile idari sınırlar uygun mudur?
    Uygundur. Çünkü ülkelerin gelir durumu dikkate alınmıştır.
    3- Bu sınırla zamanla değişebilir mi? Neden?
    Değişebilir. Ülkelerin ekonomik yapıları ve sanayi ve teknoloji geliştikçe ekonomik yerleri değişecektir. Ayrıca ülkeler bölünebilir ve idari sınırlar değişebilir.
    Etkinlik Çalışması: ( S- 188- )Dünya jeotermal alanlar ve Dünya Siyasi haritasının karşılaştırılması;
    Siyasi sınırlar ülkeleri toprak bütünlüğüne göre belirlenmiştir. Jeotermal alanlar ise ülkelerin sınırlarına göre değil doğal yapının bir sonucu olarak dünyanın önemli fay hatları ve levha sınırları boyunca oluşmuştur bu yüzden siyasi sınırlarla uyuşmaz.
    DOĞADAN FAYDALANMA :
    Etkinlik Çalışması: ( S- 192)
    İhtiyaç İhtiyacı karşılamak için yapılan faaliyet Çevreye olan etkisi
    Eğlenme Eğelenme tesislerinin kurulması Gürültü kirlenmesi
    Dinlenme Deniz, göl kıyıları, orman, yayların kullanılması ve tesisleşme Doğal dengenin bozulması, toprağın amaç dışı kullanımı, bitkilerin yok edilmesi,
    Ulaşım Kara- demir yolları yapımı, hava alanları ve liman yapımı Toprağın amaç dışı kullanımı
    Enerji Çeşitli Elektrik santrallerinin yapılması Hava kirlenmesi, Toprağın sular altında kalması, Radyasyon kirliliği
    Beslenme Tarım, hayvancılık faaliyetleri Torak kirlenmesi, katı atıklar ve çöp kirliliği,
    Sağlık Hastane, sağlık kuruluşları Arazinin yanlış kullanımı, katı atık ve çöplerle çevrenin kirlenmesi,
    Barınma Konut yapımı Tarım alanlarının yok olması, moloz döküntüleri, gecekondulaşma,
    Eğitim Okullar- kültür merkezleri Çevreye duyarlı insanların yetiştirilmesi
    Ticaret Alışveriş merkezleri- pazarlar Ses kirliliği,
    Spor Spor salonları, stat ve spor merkezleri Toprağın amaç dışı kullanımı, Gürültü kirlenmesi
    Sanayi Fabrika ve imalathaneler Hava, su, toprak, gürültü kirlenmesi
    Haberleşme Postahane, santraller, baz istasyonları, Haberleşme hatları Radyasyon, Görüntü kirliliği
    Savunma Her türlü silah üretimi ve kullanımı İnsanlığın ve doğanın yok olması, hava, su, toprak, radyasyon vb. kirliliği
    Giyinme Bitki ve havyan yetiştiriciliği ve yabani hayvanların avlanması Çevre kirliliği, hayvan soylarının tükenmesi
    Etkinlik Çalışması: ( S- 193)
    1. Resim- Spor sahaları ve statlar yapılmaktadır. Bunun için tarım alanları veya ormanlık alanlar yok edilmektedir. İnşaat sırasında kazılan alanlardan çıkarılan taş ve toprakların hafriyat çalışmaları ile başka yerlere dökülen enkaz çevreye zarar vermektedir.

    2. Resim- Tarım faaliyetleri insanların beslenme ve giyinme ihtiyacı için yapılmaktadır. Burada daha fazla ürün almak için yapılan ilaç, gübre vb. çalışmalar toprak ve suyun kirlenmesine yol açmaktadır. Ayrıca resimdeki pirinç tarlaları sıtma mikrobunun yayılmasına ve hastalığa neden olmaktadır.
    3. Resim- Maden işletmeciliği sırasında yapılan kazılar ve çıkarılan hafriyat çevre kirlenmesine, su, toprak kirlenmesi ve görüntü, gürültü kirliliğine neden olmaktadır. Ayrıca kullanılan kimyasal maddelerin etkileri de bunda daha fazla olmaktadır.

    4. Resim- Rüzgâr gücünden faydalanılarak yel değirmeni ile beslenme ihtiyacının karşılanması,

    5. Resim-Akarsular üzerine yapılan barajlar. 1.İçme ve kullanma suyu sağlama, 2.Elektrik enerjisi üretmek, 3.Tarım alanlarını sulamak, 4.Su taşkınlarını önlemek amacıyla yapılmaktadır. Bu inşaatlar için binlerce dönüm araziler sular altında kalmakta ve bir daha faydalanılamamaktadır. Ayrıca buralarda çeşitli yerleşmeler ortadan kalkmakta, o alanda yaşayan çeşitli bitki ve hayvan türleri yok olmaktadır.

    6. Resim- İnsanlar barınma ihtiyacını karşılamak için yerleşme alanları oluşturmaktadır. Bu amaçla topraklardan faydalanmakta, bazen uygun olmayan arazilere yerleşmeler kurarak çevresel sorunlar oluşturmaktadır.

    7. Resim – İnsanların ulaşım ihtiyaçlarını karşılamak için yollar yapmaktadır. Bu yolların yapımı ile çok önemli bir boyutta tarım toprakları bu yollar altında kalmakta ve insanlığın gelecekte daha fazla ihtiyaç duyacağı toprak miktarı giderek daha azalmaktadır.
    8. Resim- Maden ocağı veya tarımda sekileme çalışması,
    Etkinlik Çalışması: ( S- 194)

    Etkinlik Çalışması: ( S- 195)
    1- Aşağıdaki faaliyetler arasındaki farklılıkların nedenlerini tartışınız.
    • Arıcılık yapan ve küçükbaş hayvancılık yapanlar mevsimlere göre yer değiştirirler.
    • Akdeniz ikliminde seracılık yapılırken, karasal iklimde tahıl yetiştirilmesi,
    • Sibirya’da Ren geyiği yetiştirilirken Avustralya’da koyun yetiştirilmesi,
    • Denizli’de jeotermal enerji üretilirken, Elbistan’da termik elektrik üretimi,
    • Kurak ve yarı kurak bölgelerde ker*** evler yapılırken nemli bölgelerde yapılmaması,
    • İç Anadolu’da küçükbaş hayvancılık yapılırken, Erzurum- Kars çevresinde büyükbaş hayvancılık yapılaması,
    Bu alanlarda farklı ekonomik etkinlikler ve farklı yaşam şartlarının hüküm sürmesi,
    1- İkim şartları- yağış miktarı, yağışın yıla dağılışı, sıcaklık durumu
    2- Bitki örtülerinin farklı olması
    3- Yeraltı kaynaklarının farklı olması nedeniyledir.
    2- Fotoğraflarda verilen ortamlar arasındaki farkları bulmaya çalışınız.
    1.resimde bir akarsu boyunda yapılan faaliyetler, buradaki akarsu debisi bol ve yatağı düzgün taşımacılığa uygun bir akarsu, bu akarsuyun bulunduğu ortam bol yağışlı ve yağış rejimi düzgün olan bir ortam ve taşınan meyveler ve şemsiyeler yağışın ve sıcağın bol olduğunu gösterir.
    2.resimde, Soğuk iklim bölgelerinde yani kutuplara yakın bir ortam gösterilmektedir. Kar yağışının bol olması ve ren geyiği ile ulaşım yapılması.
    3.resimde, Deniz kıyısı bir alan olup balıkçılık faaliyeti yapılmaktadır.
    4. resimde, Yüksek dağlık ve ormanların üst kesimlerinde yaylarlın olduğu bitki ve çiçeklerin çok olduğu bir ortam olup arıcılık faaliyetlerine uygun ortam gösterilmektedir.
    Etkinlik Çalışması: ( S- 196- 197)

    a- filler ve kullanımı, b- Yağmur ormanı, c- bozkır- kilim, d- Çöl yaşamı
    e- Akarsu taşımacılık, f-Çölde su kuyusu, g- Ren geyiği Sibirya, h- Dağcılık - Himalaya
    ı-ABD-Şehir j- olta k- Çadır l-Mızrak
    m-Kayak, n- Kürk, o- Bilgisayar p- Kızak
    r- eşarp s- Buzdolabı t- yayık, U- Sıtma ilacı
    v- kalpak
    1- h,j, g, m, n, p, o, 2- ı, r,o,s, 3-a,b,e,j, l, u, s, 4- d, f, r,s, t,
    5- c, h, j, k, p, o, r, s,t, 6- g, m, n,p, t, v, 7- c,d, f, n, r,s,t, v, 8- a,e, h, j,o, r, s, t, u
    9- a,b, e,j,l, u, s 10- d, f, r,s, t,

    Etkinlik Çalışması: ( S- 198)
    1-İnsanlar tarafından ekilen tohumlar yere düşmeden fidan yetişmez, fidan yetişmeden ağaç olmaz, ağaç olmadan kereste- odun elde edilmez, kereste ve odun olmadan mobilya, kalem ve defter olmaz,, bunlar olmadan bizim ihtiyacımız karşılanmaz. Bizim önümüze bir defter gelebilmesi için tohumun yere düşmesi ile başlayan uzun bir süreç gerekli olup, bu süreçte de yaşanan olaylar birbirine bağlantılıdır.
    2-örnek
    3-COĞRAFİ BİLİNÇ: Coğrafyanın temel ilklerini kavrayan, İnsan – doğa ilişkilerini sorgulayan, doğa ve insan sistemlerinin işleyişini kavrayan, çevresi, ülkesi ve dünyaya ait mekânsal değerlere sahip çıkan, Dünyanın ve insanın korunmasında sorumluluk taşımak, insan ve doğal kaynakların kull*****mda tasarruflu davranan, doğal afetler ve çevre sorunlarını değerlendiren ve önlem almaya çalışan ülkesini tanıyan ve vatan bilinci taşıyan ve gelecek nesilleri düşünme bilincine sahip olmaktır.
    DOĞAL DENGE: Canlıların birbirleri ve çevreleri ile olan ilişkilerinin sağlıklı bir şekilde sağlanması veya sürdürülmesine denir. Bunun aksine bir durum doğal veya ekolojik dengenin bozulduğu anlamına gelir.
    Etkinlik Çalışması: ( S- 200)
    İNSANIN DOĞAL HAYAT ÜZERİNE YAPTIĞI OLUMSUZ ETKİLER:
    1-) Artan besin ve barınma ihtiyacı için canlıların yaşadığı yeşil alanların yok edilmesi,
    2-) Sanayi atıkları, kimyasal gazlar, nükleer denemeler çevrenin kirlenmesi ve tahribatına neden olmaktadır.
    3-) Yerleşim ve tarım alanı açma çalışmaları habitatları yok etmektedir.
    4-) Tarımda verimi artırmada kullanılan kimyasal gübre ve ilaçlar hem çevreyi kirletir, hem de canlıların yok olmasına neden olur.
    5-) İnsanların çeşitli sebeplerle aşırı avlanması canlı türlerini yok etmektedir
    6-) Ortaya çıkan savaşlar çevreyi yok eden başka bir etkendir.
    7-) Ormanların yakılması, suların kirletilmesi habitatları yok etmektedir.
    DOĞAL HAYATI KORUMAK İÇİN YAPILMASI GEREKENLER:
    1-)Doğal hayata en çok etkiyi yapan canlı olan insanı eğitip, bilinçlendirmek.
    2-) Çevre kirliliği önlenmelidir.
    3-) Ormanların, yeşil alanların, sulak alanların korunmalıdır.
    4-) Teknoloji ve sanayi çevreyi kirleten özellikten çıkarılmalıdır.
    5-) Tarımda biyolojik mücadele uygulanmalıdır.
    6-) Av yasakları konmalı ve uygulanmalı
    7-) Yok olma riski olan hayvan ve bitkilerin döküm ve haritaları çıkarılmalıdır ve koruma altına alınmalıdır.
    DOĞAL ORTAM, ÇEVRE VE DOĞA SEVGİSİ ÜZERİNE GÜZEL SÖZLER:
    *“Son ağaç kesilip, son nehir kirletilip, son balık da tutulduktan sonra insanlar paranın yenmediğini anlayacaktır.” Kızılderili Atasözü
    *“Yanlışlık şuradadır, olasılıkla biz kendimizi büyük ve bölünmez bütünün bir parçası olarak görmeyi başaramadık. Uzun zaman yaşamlarımızı –Tanrı bizi, denizdeki balıklara, havadaki kuşlara ve dünya üzerinde hareket eden her canlıya hâkim kılmıştır -düşüncesine bağlı olarak yönlendirdik. Dünyamızın bize ait olmadığı, aksine bizim ona ait olduğumuzu anlamayı bir türlü başaramadık.” Rolf EDBERG
    *“Tanrı affeder, bazen insanlar da, fakat doğa hiçbir şeyi affetmez.” William JAMES
    *“Su çetin bir hasımdır. Bütün hataları keşfetmesini bilir ve en küçük yanlışı pahalı ödetir.” J. CHAİLLEY
    *“Eski haliyle karşılaştırıldığı zaman toprağımız, hastalıktan çürümüş birinin iskeletine benzemektedir. Tombul ve yumuşak tarafları kaybolmuş, geriye çıplak bir ceset / leş kalmıştır.” PLATON
    *“Ya bizler kentlerimizin kirlenmesini ortadan kaldıracağız; ya da kentlerimizin kirlenmesi bizleri...” Robert F. KENNEDY
    *“Çevresel tehlikeler artık yalnızca kuş meraklılarını ilgilendirmiyor; bu tehlikenin çanları hepimiz için çalıyor.” Frank M. POTTER
    *“Dünya üç grup insandan oluşur; sonuçları ortaya çıkaran ve olayları yaratan küçük seçkin bir grup, olup bitenleri seyreden oldukça büyük diğer bir grup ve nelerin olup bittiğini bilmeyen muazzam bir kalabalık.” M. BUTLER
    *“Dünya, aç oldukları için uyuyamayanlarla, açlardan korktukları için uyuyamayanlar arasında bölünmüş durumdadır.” Paulo FREİRE
    *“Bir ulusun büyüklüğü, nüfusun çokluğu ile değil, akıllı ve erdemli kişilerin sayısıyla ölçülür.” Victor HUGO


    • Halkanın her elemanının üstlendiği bir görev var mı?
    • Bu halkadaki herhangi bir canlı kendi başına varlığını sürdürebilir mi?
    • Sivrisineği bu halkadan ayırmak neleri değiştirir?
    • Diğer elemanların ayrılması ne gibi sonuçlar yaratır?
    ÇEVRE KİRLENMESİ: Doğanın temel unsurları olan hava, su, toprak üzerinde insan etkinleri sonucu zararlı etkilerin oluşması; bunun canlıların yaşamını ve doğal dengeyi bozucu boyuta ulaşmasıdır. Çevre sorunları, insanın doğal ortama yapmış olduğu olum suz etkiler sonucu ortaya çıkan çeşitli kirlilik ve diğer bazı olum¬suzlukların toplamını ifade eder.
    Ekolojik dengeyi hızla bozarak çevre sorunlarına neden olan insanlar, bu sorunların kendine yönelmesi ve sağlığını olumsuz etkilemesi üzerine çevre sorunlarını fark edebilmiş ve önlemler alma yoluna girmiştir. Çevrenin tahribine seyirci kalan, başka bir ifadeyle çevreyi bilinçsizce tahrip eden; ondaki ilahi denge ve ahengi göz ardı eden modern insan, bunun beni çok pahalıya ödemektedir. Bunun en tipik örneği, ülkemizin bazı bölgelerinde aşırı ağaç ve orman kesimlerinin neden olduğu felâketlerdir.
    Etkinlik Çalışması: ( S- 202)
    9. Sınıf, Coğrafya, Kitabı, Tüm, Cevapları

    0 yorum:

    Yorum Gönder

     
    Copyright (c) 2010 aygunhoca
    Sponsored by : Fastoyun